41. BÖLÜM |KUZGUN VE KAPLAN|

4.8K 314 188
                                    

“bardakların her zaman yarısı dolu veya yarısı boş olmaz, bazen de tamamen boş olurlar.”

• mutsuz olmak | wilhelm schmid



Uzun zamandır bölüm atmadığım için üzgünüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzun zamandır bölüm atmadığım için üzgünüm. Eskiden yazarların psikolojik sorunları yüzünden bölüm atmaması garip gelirdi. Ama cidden öyle bir döneme giriyorsunuz ki hayatınız yıkılıyor. Bildiğiniz her şey değişiyor, canınız yerine koyduğunuz insanlar canınızı alıyor, yakıyor ve dahası. Sadece bu dönemde yepyeni bir şehirde olduğumu, üniversiteye gittiğimi üzerine tek başıma bırakıldığımı bu yüzden değil bölüm yazmak yüzümü yıkamak için bile gücümün olmadığını bilin.

Yine de özür dilerim.

Bölümde hatalar varsa benimle paylaşın ve diğer bölümü okuduktan sonra bu bölümü okuyun. Malum unutmuş olabilirsiniz.

Keyifli okumalar.

Bölüm şarkıları

Emir Can İğrek: Kor
Can Koç: Gökyüzünü Tutamak
Mabel Matiz: Fırtınadayım

SINIR

400 OY 400 YORUM












































"Yapma ağabey!"

Adamın korku dolu bakışları kulaklarıma dolarken burnumu çektim ve karın boşluğuna bir yumruk daha geçirdim. "Anlat," dedi Pamuk bir kum torbası gibi sallanan bedeni tek eliyle durdururken. Kulağına yaklaşırken işaret parmağı ile beni gösterdi. "Eğer susmaya devam edersen bu herif yedi sülaleni siker atar." Fısıltısı bana ulaşırken derin bir nefes aldım. Dirseklerime kadar kıvırdığım gömleğim kan olmuştu ve gece üçe geliyordu. Şu an sarşınımın yanında olabilirdim. Haliyle bu durum öfkemi üçe katlıyordu. "Onlar da siker." Diyen adam ile kaşlarım çatıldı. "Merih daha sert." Dedi Pamuk alayla bana bakarken. "Nereden biliyorsun diye sorma," Bana alayla göz kırpıp uzaklaşırken gözlerimi bana korku ile bakan adama çevirdim.

İşte en sevdiğim noktadaydım.

İnsanların bana korku ile bakmasına bayılıyordum.

"Çıkart." Emrime itaat eden Muzo adamın üzerindeki kareli, ucuz gömleği çıkartırken elimi Pamuk'a doğru uzattım. "Dikkat et ona," dedi dedesinin yıllar önce hediye ettiği ve asla yanından ayırmadığı bıçağı avcuma koyarken. "Canım Gonca'm." Gereksiz duygusallığı gözlerimi devirmeme neden olurken bıçağın ucunu açmış ve parmaklarımın arasında ustaca çevirmeye başlamıştım. "Onlar," diye mırıldandım tavandan sarkan bir zincire astığım adamın etrafında dönmeye başlarken. "Masa kurallarını çiğneyip evime baskın yapanlar?" Tek kaşım havalanırken bir tur daha döndüm. "O halde ya masada değiller ya da yürek yediler?" Durdum, tam arkasında. "Bilmiyorum." Dedi saatlerdir sanki başka bir cümle kuramıyormuş gibi. "Neyi?" diye sordum anlamamış gibi. "Kimin köpeği olduğunu mu?"

İntihaşk +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin