45. BÖLÜM |ÖLÜRSEN, BEN DE ÖLÜRÜM|

3.1K 261 514
                                    

"Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, aşk sanıyorsunuz."

- Othello

Selaaaam!!! Benim güzel ve tatlı okurlarım nasılsınız?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selaaaam!!!
Benim güzel ve tatlı okurlarım nasılsınız?

Yaz tatili geldi ve güzel bir dönem daha geri de kaldı. Umarım hepiniz için yolunda ilerlemiştir.

Bölüm şarkısı

Emircan İğrek - Ali Cabbar

OY VE YORUM SINIRI

200 OY 500 YORUM

Keyifli okumalar...























"Başka bir şeye ihtiyacın var mı?"

Nihal arkama koyduğu yastığı son kez düzeltip uzaklaşırken tebessüm ettim ve kafamı sağa sola salladım. "Yok," dedim ona minnetle bakarken. Varlığı bana iyi hissettiriyordu. Gözlerinde hala endişe belirtileri olduğundan daha iyi görünmeye çalışıyordum. Ameliyatın üzerinden iki gün geçmişti ve sonunda kendimi biraz daha zinde hissediyordum. "Ben buradayken neye ihtiyacı olabilir ki?" Pamuk ellerini iki yana açıp gururla konuştuğunda güldüm. "Hadi ordan," dedi Nihal, Pamuk'a burun kıvırıp. "Asıl ben olduğum için mutlu." Birbirine hırlayan ve biraz sonra kavga edecek iki kedi gibi durduklarında gözlerimi yuvarlamış ve gülmüştüm. "Benim için kavga etmeyin," dedim oldukça şımarık bir şekilde. "Ya da edin." Bu hoşuma giderken bakışlarım bileğime takılmıştı. Sargı bezi olsa bile orada bulunan izi görebiliyordum. Benimle bir ömür boyu kalacağını da biliyordum. Kimi zaman unutur gibi olsam da birden bire gözümün önünde beliriyordu olanlar. O an yaşadığım umutsuzluk, artık bittiğimi hissettiğim o saniyeler...

İçimdeki savaşın sonunda yenik düşmüştüm.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Giden gitmiş, biten bitmişti.

Ne kötü bir duyguydu, bir insanın hayattaki amacını kaybetmiş olması.

Veyahut kaybedecek olması.

Harelerim odanın içerisindeki insanlar da dolaştı.

Pamuk, Nihal, Deniz ve bir köşede oturan Demir. Her biri benim ailemdi lakin bu ailenin başı burada değildi.  Geceleri ben uyurken ya da uyuduğumu düşündüğü anlar da geliyor, elleri saçlarımda geziyordu. Geçmek bilmeyen o iki gece belki de onun bu hareketi ve varlığı sayesinde huzurla geçiyordu. Her ne kadar gözlerimi açıp ona sarılmak istesem de kırgınlığım buna izin vermiyordu. Araya giren her şeye rağmen kaçırıldığım gece beni yok saymıştı. Kim bilir, o gün telefonuma yanıt vermiş olsaydı biz şu an bu halde olmayacaktık.

İntihaşk +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin