20. BÖLÜM | MÜCADELECİ RUHUN|

11.4K 590 95
                                    


"Kaldırımlarda yağmur kokusu, ben sana mecburum sen yoksun.."



Yazar Notu: Herkese merhaba! Bir haftanın ardından yine birlikteyiz ve belki birazcık İNTİHAŞK'ı özledik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazar Notu: Herkese merhaba!
Bir haftanın ardından yine birlikteyiz ve belki birazcık İNTİHAŞK'ı özledik. Uzun, tadında ve yazarken keyif aldığım bir bölüm oldu. Tabii Merih yok ama olsun :D

Bu arada profilimde yeni başlayacağım ASKER konulu bir hikaye yazdım. (DELİFİŞEK) Şimdiden onu da kütüphanelere ekleyelim ve gelecek bölümleri bekleyelim.

Ve önümüzdeki bölümü yorumlardan seçtiğim herhangi birine ithaf etmek istiyorum bu yüzden herkes yorumlara!!!

O zaman

KEYİFLİ OKUMALAR ✨





















"Solgun görünüyorsun."

Nihal'in sesi ve ellerinin arasında tuttuğu kahvenin sıcaklığı sayesinde daldığı yerden gözlerini alırken arkadaşına ve hemen yanında oturan Deniz'e baktı.

Yaptığı makyaj dahi dün geceki yorgunluğunu örtbas edemezken asıl makyajı yüzüne değilde ruhuna yapması gerektiğini daha iyi anlayabiliyordu. Kokusu burnuna dolan acı kahveden bir yudum daha alıp sıcak sıvının boğazından kayıp gidişini beklerken arkasına yaslandı. Saat öğleni çoktan geçmiş, haftanın ilk gününde az önce vermesi gereken bir sınavdan çıkmıştı. "Galiba sınavım kötü geçti." Ses tonu çatlarken stres içinde olduğundan dudaklarını ısırdı. "İcra ve iflas hukuku?... Bu derste gayet iyisin."

Nihal'in sorgular irisleri Zühre'nin yüzünde gezerken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Arkadaşı en son bıraktığı gibi değildi ve bu durumdan hoşnut olmadığı aşikardı. Kısa bir an Deniz ile bakıştıktan sonra tekrar Zühre'ye döndü. "Merih yok diye mi? Adamı savaşa göndermedin!" Nihal şakayla karışık konuştuğunda Zühre gülümsedi. Konunun Merih'e gelmesi artık eskisi gibi onu germiyor veya üzmüyordu. "Yok! Bu aralar çok çalışıyorum galiba ondan."

Arkadaşına yalan söyleme taraftarı değildi lakin gerçekleri anlatıp onu da bu kirli dünyanın içine sokmak istemiyordu. Şimdiye kadar yeterince kendi dertleri ile alakadar etmiş, Nihal'in hayatında epey yer kaplamıştı. Şimdi Nihal'in mavi irisleri Deniz'e hayranlık içinde bakarken ve sonunda hislerine karşılık bulmuşken arkadaşının zihninin sadece bunlar ile dolu olmasını istiyordu.

Tebessüm etti.

"Birkaç hafta önce Merih'i imkansız gibi görürken şimdi hemen yanı başında olmak nasıl bir his?" Deniz'in sorusu Zühre'yi içinde bulunduğu sarmaşıklardan kopartıp pamuklar ile dolu bir minderin üzerine bırakırken genç kız zihninde yankı eden anlar ile derin bir nefes aldı. Adımı sarf etmeni seviyorum.

İntihaşk +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin