44. BÖLÜM | KIŞIN GELEN BAHAR|

3.2K 286 1.2K
                                    


“Bir ses beklemek senden. Soluk beklemek. Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım.''

-Attila İlhan


Modeller hakkında son kez değişiklik yapıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Modeller hakkında son kez değişiklik yapıyorum. Beğenmediğiniz bir model olursa aklınızdaki ile devam etmenizi rica ediyorum.

Bu arada nasılsınız? Tekrar Ankara'ya döndüğüm ve vize haftası derken ancak bölüm yazabildim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu arada nasılsınız? Tekrar Ankara'ya döndüğüm ve vize haftası derken ancak bölüm yazabildim.

Keyifli okumalar.

OY VE YORUM SINIRI
250 OY 500 YORUM





















Keskin bir ışık darbesi yeşil gözlerimi istila ederken ağlamaktan dolayı bir dikenin harelerime battığını hissedebiliyordum. Kaç gün olmuştu? Kulaklarıma dolan, zihnimi işgal eden, kalbimi dağlayan o haberi aldığımdan beri zaman utanmadan nasıl geçip gidebilmişti... Yattığım yatakta dizlerimi karnıma doğru çekerken daha önce hiç bu denli yorgun hissetmemiştim. Düşünmekten şikayet ederdim, nihayet artık düşünmek bile yorucu geliyordu. Duygularım, planlarım, kafamın içindeki o ses bile halime acıyıp bir köşeye çekilirken irislerindeki hüzünlü ve acıma dolu ifadeyle beni izliyorlardı. Ben... Merih?

Bir yanım inanmıyordu.

Onun öleceğine, beni bırakıp sonsuza dek gidebileceğine...

Bir yanım ise,

Siyahlara bürünmüş, ellerini semaya açmış; göz pınarlarına hücum eden yaşları ile yas tutuyordu.

Kurumuş dudaklarımı birbirine bastırdım.

O günün üzerinden üç gün geçmişti.

Üç gündür ne yemek yiyebiliyordum ne de bir bardak su içebiliyordum.

İntihaşk +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin