4 Yıl Sonra
'Atlas gerçekten bir kere daha meme diye bağırırsan seni annene atarım.' Sabrımın son demlerini de sınayan bücüre bakarak söylendiğimde bütün sevimliliğini kullanarak gülüyordu. Babası ve canım sevgilimle her dışarı çıktıklarında saçma sapan kelimelere takıntı yapıyordu. Bundan bir önceki takıntı kelimesi bacaktı. Bizimkilerin çocuğu kız tavlamak için kullanmadığına emin olmak lazımdı.
'Meme!' Atlas yine yarım ağız bağırdığında kucakladığım gibi Sera'nın üstüne attım. Sera hafif öfkeyle bana bakarken kısaca oğlun babası gibi sapık olma yolunda ilerliyor açıklaması yaparak kendi sevgilimi bulmaya çalıştım.
Atlas'ın üçüncü yaş gününü bu akşam kutlayacaktık. Daha doğrusu Atlas ve arkadaşlarına küçük, sevimli bir parti yapıp akşamına gençler olarak eğlenecektik. Anıl'la Sera'nın yeni ve kocaman evlerinin bahçesi resmen botanik bahçe büyüklüğündeydi ve insan çok rahat kaybolabilirdi. Etrafta bir sürü çocuk olduğu ve hepsi koşturduğu için önüme gelene top gibi vurma isteğimi bastırmaya çalışıyordum.
Sonunda Sanlı'yı iki tane erkek çocuğuyla top oynarken gördüğümde yüzümde ki aptal sırıtmayla onu izlemeye başladım. Resmen yumurtalıklarım dile geliyordu. Geçen sene ki düğünümüzden sonra sürekli çocuk konusunu açıyordu ama asla açık açık bebeğimiz olsun diyemediği için ben de inada vurup bekliyordum bazı şeyleri. Beni fark etmesiyle siyah gömleğini düzelterek yanıma koştu ve belime sarılarak çenemden öptü.
'Terlemişsin sevgilim.' Saçlarını karıştırıp gülerek gözlerine daldım yine.
'İstersen daha da terleyebiliriz.' Göz kırparak belimi okşadığında hafifçe göğsüne vurdum. Terbiyesiz.
Anıl koşarak endişeyle yanımıza geldiğinde ayrılmıştık. 'Sanlı, Güneş.'
'Evet biziz.' Sanlı şakaya vurduğunda onaylamaz gözlerle ona baktım.
'Ben baba oluyorum.'
'Bunu çocuğunun üçüncü yaş gününde anlaman da ne bileyim, büyük başarı.' Anıl geçtiğim dalgayı anlamayarak bana baktı ve kafasını salladı.
'Sen yeğenlerini cidden sevmiyorsun Güneş.' İyice dibimize girip Sanlı'yla benim omzuma aynı anda kollarını koyup bizi garip bir üçgen şekline getirerek fısıldamaya başladı. 'Az önce işiyordum ve çöp kutusunda hamilelik testi buldum. Sera hamile yine.' Öksürük krizine girdiğimde geri çekilmek zorunda kalmıştım ama Anıl, Sanlı'ya sarılmayı bırakmadan destek bekliyordu.
'Abi sen niye çöpü karıştırıyorsun ki?' Sanlı kesinlikle doğru noktaya parmak basarak kritik soruyu sorduğunda Anıl da nedenini bilmediğini fark etti. Sakince ikisine tekrar yaklaşıp daha da dikkat çekmemeleri için onları ayırdığımda Anıl hala mahvolmuş surat ifadesiyle bize bakıyordu.
Kolunu okşadım. 'Anıl şimdi sakinleşiyorsun ve kimseye tek bir kelime bile söylemiyorsun. Kız demek ki sana söylemek için vakit kollamaya çalışıyor, sakın bozma. Seni yakarım.'
'Tamam ya sende iyice aptal sandın beni avukat hanım.' Ha evet bir de avukat olmuştum. Daha doğrusu o sene sınava girip hukuk kazanmıştım ve babamın bürosunun başına geçmek için büyük bir azimle okulu bitirmiştim. Şimdi babamın adına sahip olan hukuk büromda avukatlık yapıyordum, tıpkı onun gibi.
Anıl aptalca bir hareket yapmasın diye Sanlı onunla birlikte takılmayı teklif ettiğinde red etmemiştim çünkü benim de Sera'yı bulup durumu anlatmam lazımdı.
Kıvırcık saçlarını sıkıca yukarıdan toplayıp tam bir anne havasında giydiği uçuş uçuş elbiseyle Atlas'ın peşinden koşan arkadaşımı gördüğümde kahkaha atarak önlerine geçip Atlas'ı yakaladım. Atlas onu havada döndürmemle kıkır kıkır gülerken Sera sinirle yanımıza gelmişti.
'Bırak şu çocuğu ya. Öğretmeninin yanında meme meme diye bağırıp rezil etti beni yine.' Atlas yine meme diye bağırdığında Sera ayağında ki terliği çıkartmaya çalışıyordu.
Hızla Atlas'ı kaçırmaya çalışarak Sanlı'nın yanına koştuğumda Sera peşimizden elinde terlikle bizi takip ediyordu. Koşarak Sanlı'nın arkasına saklandığımda Anıl'la ikisi ne olduğunu anlamadan bizi korumaya çalışıyorlardı.
'Sera çok koşma ya sinirlenme sen gel otur.' Anıl kızı kolundan tutmaya çalışırken terliği yemişti. Sanlı'yla gülmemek için kendimizi tutarken Atlas'ın attığı minik kahkaha ile herkes gülmeye başlamıştı.
'Güyneş imdat sefgilim.' Atlas'ın değişik telaffuzuyla bana beni kurtar sevgilim dediğini anlamam zor olmamıştı.
Sera tekrar terliğini giyerek Anıl'a yaslanırken yorgunca gülümsüyordu. 'Beni deli ediyor ama çok seviyorum. Aynı babası.' Anıl da gülerek Sera'nın beline sarıldığında elini karnına koydu. Gerçekten salaksın Anıl ya.
'Güneş ya.' Sanlı göz ucuyla bana baktığında kaşlarımı kaldırdım.
'Efendim sevgilim.'
Atlas bir anda 'Meme!' Diye bağırarak bütün ortamı bozup kucağımdan indi ve önce Sanlı'ya tekme atıp 'Benim sefgilim' dedi, sonrasında da koşarak çocukların arasına daldı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde bütün çocuklar uyumak için aramızdan ayrılmışlardı. Atlas'la galiba küsmüştük. Yani pastanın yarısını ben yediğim için bana kızıp aramızı açmıştı biraz. Yeni pasta alıp barışırdık herhalde. Sanlı'yla sürekli abi kardeş gibi atışıyorlardı, benimle de sevgili olduğunu sandığı için olabilirdi ama emin değildim.
Anıl her an bir şey söyleyebilir diye Sanlı'yla tetikte kalacağız diye öpüşememiştik bile o yüzden acısını çıkartırız diye umuyordum. Gerçi Sanlı yine de bir sürü şişe devirmişti, artık bünyesi o kadar alışmıştı ki sarhoş bile olamıyordu. Gerçi evlendiğimizden beri sigarayı bırakıp alkolü de çok azaltmıştı ama Anıl'la denk geldiklerinde cozutmayı seviyorlardı.
'Herkes bana bakabilir mi arkadaşlar?' Anıl ortada ki masanın üstüne çıkıp elinde ki bardağı kafasına dikti ve yere attığında Sanlı'yla göz göze geldik. İkimizden biri yukarı çıkmazsa iyi şeyler olmayabilirdi. Benim açımdan.
'Ay şarkı söyleyecek aşkım benim.' Sera her şeyden habersiz yanıma gelip kocaman gülümseyerek Anıl'a bakarken elinde ki alkol dolu bardağı yudumluyordu. Anıl fark ettiği gibi çığlık attı.
'Sera o bardağı bırak delirdin mi sen hamilesin.' Eyvah kalkın mahvolduk.
'Anıl değilim ben hamile falan.'
'Ama hamilelik testi vardı, pozitif.'
Sera koşarak masaya çıkıp bütün misafirlere güzel bir oyun sunarken elinde ki içkiyi Anıl'ın üstüne döktü. 'Kiminle aldattın sen beni?' Olayın daha da büyüyüp rezil olmalarına izin veremezdim.
'Benim o test.' Sera hayretle önce bana sonra Anıl'a bakıp hızla kocasına bir tokat geçirdi.
'Güneş'le mi aldattın?'
'Sera, ben hamileyim ve olayın Anıl'la uzaktan yakından alakası yok.' Arkadan gelen gürültüyle herkes o tarafa dönerken yerde yatan birini görmemle hızla o tarafa geçtim. Sanlı'nın yerde yatan kişi olduğunu fark etmemle gülerek yanına oturdum.
'Baba olacağını böyle duymak zorunda kaldığın için üzgünüm sevgilim.' Elini tutup onu yavaşça yerden kaldırırken buradaki insanlarla bir daha hiçbir şekilde görüşmemeyi aklıma çoktan kazımıştım.
'Baba oluyorum.' Sanlı hızla beni kucağına alıp tehditlerime karşı beni içeri götürürken gecenin nerede biteceğini ikimiz de çok iyi biliyorduk.
