"Gariptir insanoğlu,aynı şakaya defalarca gülmez ama aynı acıya defalarca ağlar "
Dudaklarını birbirine bastırdı gülmemek için."Ne gülüyorsun ya ?"
"Şu tatlılığına rağmen ciddi konular konuşuyosun ona gülüyorum"
Kalbim saatli bomba gibi olmasına aldırmadan
"Konuyu saptırma"
"Tamam,yanımda taşırım"
dediğinde ikna oldum.Duvarda ki saate bakarak kaşlarını çattı.
"Bu saate kadar hâlâ kahvaltı edilmemiş küçük hanım"
Mahçup ifademle
"Şey..."
"O kadar saat nasıl uyudun öncelikle ?"
"Yaman gevezesi başımda bağırmasaydı daha çok uyuyacaktım"
diye serzenişte bulundum.
"Ne yaptı,ne yaptı?"
Algılamak istercesine baktığında iki kere soruyordu.
"Çisem diye bağırdı.Neymiş bu saate kadar nasıl uyurmuşum "
Ne oldu dersiniz.Pars sinirlendi.
"Biz sevdiğimizi uyandırmaya kıyamıyoruz.Bu sikik başında bağırıyor"
Küfür etmesine mi takılsam yoksa küfür edecek düzeyde sinirlenmesine mi takılsam,bilemedim.Onun yerine gülmeyi tercih ettim.
"Şakaydı,bu kadar kızma.Hem biz onunla barıştık"
Kaşlarım gevşedi.
"Tamam o zaman.Şimdi seni doyuralım"
Yine kucağına aldı,mutfağa gittik.Ocağın yanında ki tezgaha oturtturdu beni.Kendiside ceketini sandalyeye bırakıp,bana döndü.
"Ne istersin ?"
Düşündüm ve o yemeği düşündükçe ağzım sulandı.
"Kıymalı makarna"
"Hemen geliyor öyleyse"
Ellerimi çırparak,alkışladım.
"Yaşasın "
O yemeği hazırlarken ben onu izliyordum.Bir insan yemek yaparken nasıl bu kadar çekici olabilir ? Onu şuan öpmek istiyordum.
Tamam Çisem gibi davranmadığımı fark ediyorum.Utangaç,küçük kız Pars'ın yanında kısa süreli olsa da bazen gidiyordu.
Makarnayı suya koyup,kıymayı buz dolabından çıkararak,çözülmesini bekledi.Bekleme aşamasında boş geçirmeyerek yanıma geldi.
Bacaklarımı araladım,oraya girdi.Elim gömleğinin yakasını tutarak,yakınıma çektim.Öptüğümde şehvet,arzuyla karşılık verdi.Nefes almak için ayrıldığımda o boynuma inmişti.Göğsüm hızla inip kalkıyordu.Öpmelerinin arasında
"Sana doyamıyorum"
dedi.Dudaklarımı yalayarak,uzaklaştım.Durdurmasam çok daha ileriye gidecekti.Bunu istemezdim şimdilik.Ona güveniyordum ama erkendi ilişkimiz için.
Oda anlamış,geri çekilmişti itiraz etmeden.Geri dönüp,makarnamı yaptı.Mis gibi kokular, mutfağı doldurmuştu.
Tezgahtan atlayıp,sandalyeye oturdum.Önüme tabağımı koydu ve karşıma oturdu.Makarnayı çatalıma doladım, direk yedim.Gözlerim kocaman açılırken,ağzımın kenarlarına hep yağ bulanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Başta Siyah Ve Beyaz
ChickLit"Bu adamın yanından korkmam ve kaçman gerekirken sen bu adamın inine girmeye başlıyorsun.Ve inan bana güzelim bu şarjörü dolu olan bir silahın önüne atlamak kadar aptalca" ... "Her geçen gün senden nefret etmem için bana sebep veriyorsun.Ve inan ban...