Gözlerimi açtığımda tanıdık olmayan tavanı gördüm.Yataktan doğrulduğumda burasının benim odam olmadığını anladım.Yattığım yatağın karşısında kapı vardı.
Odayı incelediğimde siyahla döşenmiş olduğunu gördüm.Yatağın örtüleri siyah,duvar rengi gri, halı siyah beyaz,komidinler kapalı griydi.
Bu görüntü insanın içini bunaltıyordu.Yatağın üç adım yanında da boy camları vardı.Camdan baktığımda kocaman olan ağaçları görmüştüm.
Yataktan kalkarak camın önüne geldim,daha iyi incelemek için.Bu evden başka ev görünmeyince tırmıştım doğrusu.Sonra kendi kendime kuruntu yaptığımı düşündüm.Kafamı onaylamayarak iki yana salladım ve dolabın yanında ki kapıyı gördüm.Muhtemelen lavabo diyerek içeriye girdim.Tahminlerim doğru çıkmıştı.
Yüz aynasının karşısına geçip,kendimi inceledim.Araba çarpmış gibi durmuyordum.Peki burası kimin eviydi? Bana çarpacak olan adamın evi mi ? İçimden o adamın evi olmasın diyerek odanın çıkışına yöneldim.
Koridorda benim kaldığım odada dahil olmak üzere üç oda vardı.Koridorun başına kadar ayak uçlarımda sessizce gittim.Merdivenlerden ya yukarıya ya da aşağıya inecektim.Bu evden hemen gitmek istediğimden aşağıya seçtim.
Merdivenleri bitirmeme iki basamak kalmıştı.Ve ben çıkış kapısını görüyordum.Adımımı attığım sırada bağırma seslerini duydum.
"Sana dediğimi hatırlatmak istemiyorum"
"Abi,yemin ederim yapmayacağım birdaha"
"Hep aynı şey "
Bu sesler merdivenin hemen solunda olan salondan geliyordu.Bu tarafa baksalar beni görebilirlerdi.Geri gitmek zorundaydım.Fakat ben oraya çakılmıştım.
Korkarak o tarafa baktım.Yerde sürünen orta yaşlı bir adam vardı.Birde onun üzerine doğru yürüyen bir adam vardı.Adamın yüzünü karanlıktan tam seçemiyordum.
Yerde sürünerek geriye doğru giden adamın sırtı arka bahçeye açılan cam pencereye çarpınca durmak zorunda kaldı.Karanlıktaki adam
"Kaçıcak yerin kalmadı"
Konuşma tarzı bir psikopat gibi çıkıyordu.
Artık beynimi kullanmaya başlayıp, dış kapıya yöneldim.Bu ormanlık alanda nereye gidebilirdim ? Bilmiyorum ama gitmeliydim işte.
Kapının kulpuna elimi koyduğumda arkamdan gelen patlama sesiyle yerimden sıçrayarak, aklımdaki şeyin olmaması için dualar ederek arkamı döndüm.Fakat oymuş.
Elindeki silahı arka beline koyarak,benim tarafıma döndü.Beni görünce
"Siktir"
diyerek mırıldandı.Gözler o gözlerdi bana çarpacak olan o adamın gözleri.Saçları dalgalı ve kumraldı.Yapılı bir vücudu vardı.
Ona olan kısa bakışımı çekip,kanlar içindeki adama baktım.
Kan her yerdeydi,her yerde .Parkede,pencerede, yakın olan koltuğun kenarlarında.
İlk defa bu kadar fazla görüyordum.İlk defa birinin öldürülüşüne tanık oluyordum.İlk defa karşımda bir katil vardı.
Donmuş yüz ifademle ona bakarak sarsakça geriye doğru gittim.
"Aklından bile geçirme"
Uyarı ve korkutucu sesi umrumda değildi.
Arkamı dönerek kapının kulpunu aşağıya çektim ve dışardaydım.Evin 6 metre ilerisinde olan demir kapıya kadar koştum.Onun arkamda olduğunu bildiğimden elim,ayağım birbirine girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Başta Siyah Ve Beyaz
Chick-Lit"Bu adamın yanından korkmam ve kaçman gerekirken sen bu adamın inine girmeye başlıyorsun.Ve inan bana güzelim bu şarjörü dolu olan bir silahın önüne atlamak kadar aptalca" ... "Her geçen gün senden nefret etmem için bana sebep veriyorsun.Ve inan ban...