Bölüm 9

1.3K 38 2
                                    

"Beni depo gibi bir yere götürdüler sonradan Pars geldi ve beni senden uzak durmam konusunda tehdit etti"

Bunu yapmış olamazdı.Sırf bana yaklaşmasın diye birini tehdit etmiş olamazdı.

Ellerim titremeye başlamıştı.Korkumdan mı yoksa endişemden mi ? Peki Kaan'a ne demeliyim ? Ne diye bana hâlâ yaklaşıyordu.

Ondan iki adım geri gittim.Benim yüzünden birine herhangi birşey olmasına izin veremezdim.

Bahçeye çıktığımda okulun çıkışında arabasının önünde dikilip,sigara içen Parsı gördüm.

Bu yaptığıyla ona karşı inanılmaz bir sinir beslemem gerekmiyor muydu ? Gerekiyordu elbette.Fakat ben onu görünce nedendir ki yaptığı şeylere aptal gibi bir neden,bir sebep buluyordum.

Adımlarımı hızlandırdığım da beni gördü.Ama benimle birlikte kolumdan tutan kaanı da gördü.

"Çisem onun yanında kalmaya mecbur değilsin"

Öyle bir mecburum ki Kaan.Bunu tahmin etmen olanaksız.Yalvaran bakışlarla ona baktım.

"Kaan lütfen bırak kolumu"

Bakışlarımda ki ve sesimde ki çaresizliği görmüş,duymuştu.Bıraktı.

Bende Parsa doğru ilerledim.Yanına yaklaştığımda seğiren çenesini daha iyi görebiliyordum.

"Ben -"

"Arabaya bin Çisem,bunu evde konuşacağız"

Demir kadar soğuk olan sert ses tonuyla kafamı salladım ve arabaya bindim.Kemerimi de bağladım çünkü yolculuk biraz tehlikeli geçicekti sanırım.

Tahmin ettiğim gibi olmuştu 110'dan görmedim.

Yolculuğumuzun sonunda arabadan inerek,eve girdik.O önden solana ilerken bende arkasındayım.

Belinden silahı çıkartıp,masanın üzerine bıraktığında gözlerim dolmuş,ellerim titremeye başlamıştı.Nefes alışverişlerimde istemsizce hızlanmıştı.

Bana döndü, yüzünü görebiliyordum.Ve inanın ki onu hiçbir zaman bu kadar sinirli görmemiştim.

"Bana bak Çisem !"

Bağırmasıyla yerimden sıçrasamda, sakin görünmeye çalıştım olduğunca.Başımı kaldırdım.Titrek göz bebeklerimi ona çevirdim.

"Sana uzak dur dedim,ona uzak dur dedim.Ve siz ikiniz ne yaptınız ?! Benim tehditlerimi bir oyun mu sandınız ?! Size birşey yapamayacağı mı sandınız ?! "

Hayır anlamında iki yana salladım kafamı.Çünkü konuşamayacak kadar korkuyordum ondan.Bu tepkimle birlikte güldü sadistçe.

"Bence öyle sandınız.Çünkü beni tanımıyorsunuz ve özellikle sen Çisem.Sen hiç tanımıyorsun"

Bu kelimelerde haklıydı.Onu tanımıyordum.Yanında kaldığım kişiyi tanımıyordum.Ne iş yaptığı hakkında bile en ufak fikrim yoktu.Yapacaklarının sınırını bilmiyordum.Gözümden bir damla yaş düştü.

"Belki Kaan'a kendimi tanıtmalıyım"

Gözlerim korkudan sonuna kadar açılırken gitmekte olan Pars'ın önüne geçtim.

"Hayır bunu yapma lütfen"

Yüzüme dâhi bakmıyordu.O kadar çok mu kırmıştım güvenini ?

"Yüzüme dâhi bakmayan birine bunları söylemem çok saçma ama eğer bunu yaparsan önceki seferlerde olduğu gibi seni affetmem"

Bunu dememin bir çok nedeni olduğunu sanabilirsiniz.Fakat yanılıyorsunuz,tek nedeni var.Oda birbirimizle konuştuğumuzda ikimizin de eğleniyor olmasıydı.Ama gidip de Kaan'a birşey yaparsa onunla asla konuşmazdım.Hayatımın sonuna kadar yapmazdım bunu.

İlk Başta Siyah Ve BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin