Kendimi Ankara'daki evimizde odamda otururken buldum.Karşdam ki aynaya baktığımda 14 yaşında ki görünüşümü gördüm.
O sırada oturma odasından annemin bağırışları kulağıma doluyordu.Tam olarak anlamıyordum ne konuştuğunu.Onun için ayağa kalkarak oturma odasında ilerledim.Bağrışlar artık gayet net anlaşılıyordu.
"Kızımı onunla görüştürmücem"
Karşı tarafı dinledikten sonra devam etti.
"Biz genç halimize ortada kalırken neredeydi?!"
O an anlamıştım.Konu dedemdi.Küçüklüğümden beri beni görmek istemişti.Bende onu görmek istemiştim.Fakat buna engel olan kişi annemdi.Daha demin duyduğunuz sebepten dolayı.
Telefonu kapattıktan sonra yeni beni fark etmişti beni.
"Ne oluyor?"
Yanıma yaklaşarak omzuma dokundu.
"Birşey olduğu yok"
Kesinlikle birşey vardı.Omzumdaki elini umursamadan geri çekildim.
"Ne oluyor?!"
Pes ederek arkasını döndü.
"Deden hastaymış durumu ağır.Seni görmek istiyor"
Son sözü sanki dalga geçer gibiydi.Hiç tanımadığım, yüzünü bile görmediğim dedemin bu durumda olması neden bu kadar ağır gelmişti bana?
Duygularımı tek bir kelimeyle ifade edersem o şu olurdu: endişe.
Beni terk eden bir kişinin babasına yani dedem'e kızgın mıydım? Tabiki hayır.Hem de hiç değildim.Tamam onları o durumda terk etmemeliydi.Bunu inkar etme lüksüm yok.Fakat sonradan pişman olmuş ve binlerce özür dilemişti annemden.Yani benim telefondan duyduğum kadarıyla.Annem ise inatçılığını bırakmıyordu.
İşte o an annemden ilk kez tiksindim.Yanlış duymadınız,tiksindim.Dedem belki ölmeden önce beni görmek isterken izin vermiyordu.
"Sen nasıl bir insansın?"
Bana döndü, şaşkına dönmüş yüzünü gözler önüne sermişti.
"Ne?"
"Dedem belki ölecek ve sen kalkmış 14 sene önce yaşanan olay yüzünden görüşemezler diyorsun.Sen nasıl böyle merhametsiz birine dönüştün?"
"Sözlerine dikkat et"
Onu takmayarak masanın üzerinde duran telefonu aldım.Annem elime aldığım telefona baktıktan sonra
"Ver onu bana"
"Umrumda bile değilsin"
diyerek odama gittim ve kapıyı kilitledim.En son aramalar kısmında ki numarayı tuşladım.Yaşlı bir kadının cılız sesi duyuldu.
"Yine hakaret etmek için mi aradın?"
"Hayır, hayır.Ben Çisem"
"Çisem mi?"
"Evet,hemen telefonu dedem'e verir misiniz?"
"T-tabi ki"
Telefondan dahi heyacanlı sesini duyabiliyordum.
"Alo?"
Sesindeki yorgunluğu, halsizliği belli oluyordu.Yutkunarak
"Dede?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Başta Siyah Ve Beyaz
Chick-Lit"Bu adamın yanından korkmam ve kaçman gerekirken sen bu adamın inine girmeye başlıyorsun.Ve inan bana güzelim bu şarjörü dolu olan bir silahın önüne atlamak kadar aptalca" ... "Her geçen gün senden nefret etmem için bana sebep veriyorsun.Ve inan ban...