Bölüm 46

202 9 0
                                    

"Toprak sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar"

                                     ~Nazım Hikmet

Güneş ışınlarının aralık olan perdeden yüzüme vurması ile gözlerimi açtım.Yüzüme gelen saçlarımı topladım.Sonra kıyafetlerimi giyindim.

Odada bulunmayan ve aşağıdan sesleri gelen Parsın mutfakta olduğu aşikardı.Mutfağa indim.Böyle bir manzarayla güne başlamak çok muhteşem bir olaydı.

"Günaydın eşim.Orada durma da gel şu salatalık,domatesleri doğra bakalım"

"Tamam tamam,yardım geldi"

On dakika sonra kahvaltı masasına oturdum,yemeğimi büyük bir iştahla yedim.Pars ise aç olmadığını söyleyerek kahvesini içmeyi tercih etti.

Kahvaltı boyunca ses çıkmadı,ağzını nadiren açtı.Ben dün ile soru sordukça,o kısa kısa cevaplar veriyordu.Bugün durgundu.

"Neyin var senin ?"

"Bir şeyim yok güzelim"

Kahve bardağını tezgahın üstüne bırakarak bana döndü.

"Gerçekten bir şey yok"

"İnanmıyorum,söyle hadi"

Gözü bir yere daldı.O iyi değildi,bunu görmemek için kör olmak gerekirdi.Düğünümüzden hemen sonra böyle davranması ise kırılmamı sağlıyordu.Daldığı yerden çıktı.

"Tamam,seninle benim için özel olan bir yere gitmek istiyorum"

"Tamam gidelim ama benden hiçbir şey saklama"

Yukarı kata çıkıp üstüme sade şeyler giyindim.Pars da kendi gri takımını giydi,normalde hep siyah giyerdi oysa.

Birlikte arabaya bindik.Sessizlik içinde yolculuğumuzu devam ettirirken mezarlığın yanına yaklaştık ve araba istop etti.

"Pars ?"

"Benimle gel"

Arabadan indiğimizde eli elimi sıkıca sardı.Mezarlığın içinde ilerlerken iki tane yan yana gömülmüş mezarın yanında durduk.

Mezar taşlarının üzerinde Hale Arslanoğlu ve Pusat Arslanoğlu yazıyordu.O özel yer burasıydı.Özel yerler,özel kişiler.

"Her hafta geldiğim gibi tekrar gelmem gerekiyordu.Düğünümüzün sonrası bunu yaptığım yüzünden özür dilerim"

"Pars,saçmalama istersen.Bunun için özür felan dileme.Sadece daha önceden beni buraya getirmediğin için özür dileyebilirsin"

"Tamam bunun için özür dilerim o hâlde "

dedi gülümseyerek.Şuan o mutlu küçük çocuğu görüyordum.Anne ve babasının yanındaki çocuğu.

Mezarlarının üstündeki çiçeklere baktım.

"Çok güzeller"

"Evet,her hafta bakım yapmak zor oluyor fakat değiyor"

"Elbette "

Mezarlarının yanına oturdu.Toprak dizlerine bulaşsa da umursamadı,bende oturdum.

"Beni arabada bekleyebilirdin,üstünü kirletmene gerek yoktu"

Elini avcumun içine aldım.

"Sadece bir kıyafet yüzünden bunu yapmam Pars.Kıyafet gelir gider ama seninle olan şuan ki anımız geri gelmez"

İlk Başta Siyah Ve BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin