29.Bölüm

64 2 0
                                    

EMİR KARAASLAN'DAN

"Yok yok yok koskoca istanbul kazan ben kepçe bir aydır arıyorum ama yok" Defneden hiç bir iz yoktu. Bu canımı yakıyordu.

"Abi bi sakinleş bana şurda bir cafe var orda oturalım bir çay içelim. Son bir haftadır uyku uyumuyorsunuz abi" Namık arabayı park ediyordu bile.

"Ne çayı Namık ne çayı"

"Türk çayı abi, bildiğimiz siyah çay"
Bazen safa mı yatıyor yoksa cidden mi saf anlayamıyorum ama sağ kolum sonuçta Namık'ım.

Arabadan indi benimde kapımı açtı.
"Buyur abi" mekanın kapısından içeriye girdik. Sakin toz pembe bir genç mekanına benziyordu.

"Pardon biz iki çay alabilir miyiz? " namık garsondan çayları istedi. Bende etrafı inceledim. Köşedeki masada otuz iki diş sırıtan ergen çiftler, onun çaprazındaki liseli kızlar...

Gerçi ben hiç lise aşkı yaşamamıştım. Ben bir kere aşık olmuştum o da imkansızdı ama ben imkansızı başarmak için vardım.

"Buyrun, afiyet olsun" yaka kartında Ceren yazan garson çaylarımızı bıraktı.

"Garson! " seslendim. Dönüp bana baktı .

"Lavabonuz var mı? Ellerimi yıkamak istiyorum da"

Gülümseyerek içeriyi gösterdi.

"Tabii içeride koridorun son kapısı"
Masadan kalkıp tarif ettiği yere yöneldim. Tam lavaboya buldum içeriye girecektim ki. Arka sokağa açılan kapıyı gördüm. Sonra orda iki kişi...

Kızıl saçlı bir kız ve uzun yapılı bir adam.

Sonra kız adama dönüp bir şey söyledi.

"Kerem, hadi içeriye girelim.Ceren tek başına halledemez" dedi kız.

Kızın sesi tanıdık geldi. O kızıl kız Defne'mdi.

"Defne! " yanlarına, sokağa çıktım.
Beni görmek için arkalarını döndüler sonra o Kerem it'i Defne'yi arkasına sakladı.

"Emir vaayy bulmuşsun bizi.zor oldu ama kabul et" Kerem Demirel...

"Defne o adamın arkasından çık ve yanıma gel yoksa ben seni zorla alacağım ve içerideki herkes rahatsız olacak! " lafıma karşılık Defne, Kerem'in önüne geçti.

"Zorla! Denesene bak nolacak" yüzünde daha önce görmediğim bir kurnazlık vardı. Bildiğim masum Defne yoktu.

"Defn-" bir anda heryer karanlık oldu. Başımın arkasında bir acı hissettim. Sonra dizlerimin üzerine çöktüm...

Sonrası yok! Sadece karanlık...

DEFNE'DEN

"Napacağız şimdi? "
Emir ayaklarımın önüne yığılmıştı. Çünkü Ceren onun kafasına kürekle vurmuştu...

"Bilmiyorum, ilk defa bu adamı öldürme şansım var" kerem kararlılıkla konuşmuyordu ama öldürme isteği tuhafıma gitti.

"Saçmalama onun için değmez"
Dedim sonra ekledim.
"Uyanmasını bekleyelim? "

"Olmaz içeride bir arkadaşı var , aramaya gelirse napacağız? "
Bunu Söyleyen Cerendi.

"Nasıl bir arkadaş? " dedim. Aklımda biri vardı.

"Yapılı, baya yapılı saf bakışlı koruma tipli ciddi bir adam"

Namık....

"Namık! " dedik. Keremle aynı anda.

"Bence bekleyelim aramaya gelirse Ceren oyalasın"

Kerem'in önerisine onay verdik.

"Tamam o zaman ben işime bakayım." Ceren içeriye girdi. Ve biz de bu maço, mafya bozuntusunun uyanmasını bekledik.

***

"Uyanınca ne olacak? " sorumu Kerem'e yönelttim.

"Onu da uyanınca düşünürüz. "
Bi süre yüzümü ellerimin arasına alıp öylece bekledim.

"Uyanıyor"
Kerem'in fısıldamasıyla bakışlarım Emir'e döndü.

Gözlerini açtı. Önce Kerem'e sonra bana baktı.

Ama boş gözlerle baktı.

"Siz" dedi öksürüp boğazını temizledi.
"Siz kimsiniz? Neden burdayım ben! "
Ellerini başına götürdü "ahh kafam"
Hala acıyor olmalıydı.

"Nasıl? "
Kerem şaşkınlığımızı dile getirdi.
"Kimsiniz derken? Emri oyun oynama bana"

Emir ayağa kalktı üzerini silkeledi.

"Üzgünüm kimsiniz bilmiyorum"dedi sonra saatine baktı. "Ama gitmem gerekiyor çünkü kız kardeşim Yeşimi okuldan alacağım"

Nasıl yani? Yeşim öldü ve o bunu hatırlamıyor mu? Beni, birkaç saat öncesini hatırlamıyor mu?

"Emir! "
Ona anlatmalı mıyım? Bilmiyorum. Hastaneye mi götürmeliyiz ? Bilmiyorum.
Ne yapmalıyım bilmiyorum.

"Efendim bayan? "

Adımı unutmuş..

Sanırım başına aldığı darbe hafıza kaybına sebep oldu.

"Eee sorun yok beyfendi " söyleyemem. Yapamam.

Sonra direkt Cafe'ye girdi.

Fakat onca saat Namık Emiri sormamıştı ve şimdide yoktu.

"Namık" dedi Emir içinden bir sesle.
"Nerdesin be oğlum"

Bilmezlikten geldim.
"Kimden bahsediyorsunuz? " dedim titreyen sesimle.

"Yardımcım" dedi. " ben biraz pis işlerle uğraşıyorum da anlarsınız"

Sonra telefonunu çıkartıp bir numarayı aradı.

Konuştu. Biz keremle mutfağa geçip oradan izlemeye başladık.
Sonra konuşması bitti. Bir masaya oturdu ve bekleyeme başladı.

***
EMİR KARAASLAN'DAN

Abi cidden harbi Adana'ya mı dönüyoruz? Gitti mi senin kafa? "
Namığa planımı anlattığım halde hala daha salak saçma sorular soruyordu.

"Namıııkk delirtme oğlum beni oyun yapıyorum oyunn! "
Burnumdan soluyarak dikiz aynasından Namıkl göz göze geldim.
"Sen bir şekilde onlara hafızamı kaybettiğimi Adana'ya döneceğimizi duyuracaksın. Sonrası kolay Defne'yi her adımında takip edeceğiz."

Planımı sırıtarak Namıka anlattıktan sonra camı açtım ve esen rüzgara karşı elimi dışarıya çıkardım. Rüzgarı avuçlarımla dizginledim. Tıpkı bir gün sevdiğim kadını da dizginleyeceğim gibi...

Defne Durmaz
Defne Karaaslan olana kadar durmayacağım. Ya benim olacak ya da toprak olacak!









Bölüm sonuu 🐨

Emir beyimizin akıl durduran planı nasıll?

Nysee 30.bölümde görüşmek üzeree!🌙⭐

GECE'NİN KADERİ 🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin