25. Bölüm

97 2 0
                                    

Yüzüme vuran güneşle kalktım. Yanımda almira uyuyordu. Karşı yatakta ise sevday'la başağın sarılarak uyuduğunu gördüm. Gözümü 5 saniyeyle kapatıp açtım. Dün olanları düşündüm. Özgürün ailesinin yazlığında olmalıydık. Üzerimdeki örtüyü kenara çekip ayağa kalktım.
Banyo'ya girip yüzüme soğuk suyu çarptım. Aynadan kendime baktığımda göz altlarımın morarmış ve şişmiş olduğunu gördüm. Aynı zamanda çok zayıflamıştım. Ama bugün başka bir gündü bugünü güzel geçireceğim...

***

Hep birlikte oturup kahvaltı yapıyorduk.
Arada bir keremle göz göze geliyordum.
Sessizliği bozan almiray'dı

"Şimdi ne olacak?"

"Bir şeyin olacağı yok bir süre buradayız" dedi burak.

"Biz neden saklanıyoruz? Neden kaçıyoruz? O piçten korkmuyorum ben."
Diyip karşı çıktı kerem.

Bende bilmiyordum ki. Hayatım hep neden sorusuyla geçti zaten.

"Bende anlamadım verelim polise işte adamı" ayazın sesiyle düşünmeyi bıraktım.

"Arkadaşlar iyi misiniz? Adam mafya ya hani? 10 dakikasını almaz bizi öbür tarafa göndermek"

Haklıydı başak.

"Sikerim mafyalığını gelsin karşıma geçsin bakalım kim kimi diğer tarafa yolluyor"

Kerem net bir şekilde konuşmuştu.

Özgür alaylı bir şekilde
"Ulan bende gidip adamla ortak oldum lan"

Başak ağzındaki lokmayı bitirerek özgüre cevap verdi.
"O senin salaklığın"

Almira ve sevda sadece yemeğe odaklanmıştı.

"İyide ben napayım güzelim"

Özgürün son kelimesini duyduktan sonra başak özgüre pis bakışlarını sundu. Başak'ı şuan tahmin edebiliyorum eğer kimse olmasaydı şu masayı özgürün kafasında kırardı.

Burak" hey arkadaşlar ortam çok gerildi."

Kimse cevap vermedi herkes sadece yemeğine odaklandı. Kafamı kaldırdığımda keremin bana baktığını gördüm. Hemen bakışlarımı tekrar önümde duran omlete çevirdim.

***

Odada yatakta oturmuştum. Acaba emir kaçtığımı fark etmiş midir?

Başak kitap okuyor, sevda ise yatakta uzanmıştı. Almira yanıma geldi.

"Kuzum hadi git duş al rahatlarsın"

Elime kıyafetleri verdi.

"Bunları da giyersin"

Almiraya bakıp teşekkür eder gibi gülümsedim o da bana aynı şekilde karşılık verdi.

Banyoya gidip üzerimdekilerden kurtuldum. Sıcak suyu açıp altına girdim.

***
EMİR KARAASLAN'DAN

Koltukta oturmuş bekliyordum aynı zamanda başım çatlayacak gibiydi. Dün çok fazla içmiştim.
defneden hâlâ haber yoktu.
Neden? Neden defne? Neden beni bırakıp gittin? Bu sorularım namık'ın gelmesiyle son buldu.

"Abi?"

Bakışlarımı namık'a çevirdim.

"Ne oldu? Bir haber mi var?"

"Abi bz dün geceden beri çok araştırdık. Burası ve çevresinde olan bütün kameralara baktık ve"

"Eee? Devam etsene namık!"

Namık bilgisayarı önüme bıraktı

"Senin izlemen daha doğru olur abi" diyip videoyu başlattı.

Defne adamlara Bir şeyler söyledikten sonra koşarak kapıdan çıkıyodu.
Namık diğer videoyu oynattı.
Defne bir telefon kulübesine gidip
Biriyle konuşuyordu.
Namık diğer videoyu oynatınca sinirlerim tepeme çıkmıştı.
Defne..., Defne o kerem denen itle sarılmıştı.
Bunların olayı neydi? Nereden tanışıyorlar?

Sinirler bilgisayarın ekranını indirdim.

"Namık şimdi defneyi bulacağız ama onu hemen buraya getirmeyeceğiz. Defneyi uzaktan izleyeceğim ne yapıyor ne yapmıyor? Kimlerle görüşüyor? Kerem ve arkadaşlarıyla yakınlık derecesi? Bunların hepsini öğreneceğim sonra defneyi yanıma alacağım." Ben bunları söylerken namık şaşkın bir şekilde beni dinliyordu.

"Çok plan abi. Tamam ben adam sayısını 2 katına çıkarıyorum."

Onaylamak istercesine başımı salladım.
Namık'ta odadan çıktı.

Seni bulacağım defne bu böyle bitemez.
Sen benim olana kadar asla vazgeçmeyeceğim...

***

GECE'NİN KADERİ 🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin