Nikah memuru nikahı kıyıp gitmeye hazırlanırken biz de tebrik amaçlı alkışlıyorduk. Çok güzel bir çift olmuşlardı. Umarım bir ömür sürer diye geçirdim içimden.
Sahneden inip Ömer'e doğru yürürken "ışıldıyorsunuz Şura hanım, arkadaşınızın mutluluğu çok önemliydi demek ki sizin için." Dedi.
"Elbette. Cevdet en kafa dengi arkadaşlarımdan biridir." Diyip saçımı savurdum.
"Sahnede bir an çok donuk baktın." Dedi sorarcasına.
"O burada ama pek bir önemi yok." Dedim.
"Senin buraya geleceğini tahmin etmiş olmalı. Sana söyleyecekleri olabilir."
"Ama artık dinleyecek bir Şura yok Ömer. İnsanca ayrıldık ve bitti gitti. Geçmiş umrumda değil, benim için gelecek önemli." Dedim.
"Peki, istersen bir şeyler yemeye geçelim. Benim ev bomboş, alışveriş de yapamadım." Dedi.
"Haklısın, ben de aynı durumdayım. Biraz tuhaf olacak ama pizza yemek ister misin?" Diye sordum.
"Bana uyar." Dedi gülümseyerek.
"Ben dünden razıyım zaten." Dediğimde istemsizce kıkırdadım. Son bir yıldır pizzayla aşk yaşıyordum. Önceden de sağlıksız beslenirdim kabul ediyorum ama artık sağlıksız bir şey yiyeceksem bu net bir şekilde pizza oluyor.
Tam harekete geçecekken Demir'in önümüzde durmasıyla duraksarken yüzüne baktım. Hala aynı duruyordu ama gözlerinde bir durgunluk vardı. Eskisi gibi parlamıyordu. Umrumda da değildi.
"Merhaba." Dedi bir anda.
"Merhaba." Dedim sadece bir yabancıya selam verir gibi.
Ömer yanımdan ayrılmak için hareketlenecekken uzanıp elini tuttum. Mesajı almış olacak ki yanımda durdu.
"Nasılsın?" Diye sordu bu sefer Demir.
"İyiyim, teşekkürler." Dedim kısa kesmek adına. Onu merak etmiyordum. Nasıldı, neler hissediyordu... Ben o gün demiştim zaten. Gözyaşlarımda boğulsun...
"Bizi tanıştırmayacak mısın?" Diye sordu gözleri Ömer'e kayarken.
"Senin, onunla tanışmaya değecek birisi olduğunu düşünmüyorum. Fazlasıyla değerli bir insan." Dedim.
"Yapma Şura, biz de arkadaştık bir zamanlar." Dedi umursamaz bir tavırla.
"Geçmiş, adı üstünde geçmiş. Artık bu zamanı ilgilendirmeyen bir zaman dilimi. Şimdi izninle." Diyerek yanından geçecekken kolumu tuttu. Ne hakla bunu yapardı, ne yüzle yüzüme bakardı, kimdi bu adam ya, kendini ne zannediyordu?
"O elini çek." Dedi Ömer.
Demir beni kendine çekecekken Ömer onun koluna yapışıp parmakları beyazlayana kadar sıktı. Demir kolumu bırakmak zorunda kalırken Ömer de sinirle elini bıraktı.
"Bir daha sana ait olmayan bir kadına dokunma. Özellikle o kadın benim yanımdaysa." Dedi Ömer.
"Nereden biliyorsun bana ait olmadığını?" Dedi Demir alayla gülerken.
"Aylardır birlikte yaşadığım kadının kiminle olup olmadığını da bilirim heralde." Dedi Ömer. Bu sefer fazla ileri gitmişti. Yanlış anlaşılacak bir şey söylemişti.
Demir'in yüz ifadesi bozulsa da sinir bozucu bir kahkaha attı. Ben onca ay bu adamın gerçek yüzünü nasıl görememiştim?
"Benden de haberin vardır o halde." Dedi Demir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Teen Fiction•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...