"Tuna bir sakin ol öncelikle. Daha fazla Şura'ya bağırıp durma. Eğer dediğin şekilde aramızda bir şey olursa ilk sana gelip ben anlatacağım, söz. Şu an öyle bir şey olmadığı için ben kardeşine izinsiz dokunmam bile. Yanlış anlamayı bırak." Dedi Ömer.
"Ben doğruları anlamaya çalışıyorum, yanlış anlamaya değil. Varsa aranızda bir şey önceden bileyim." Dedi abim.
"Abi, Ömer'i de geçtim ben gelip söylerim sana ya, neden böyle yapıyorsun, tanımıyorsun sanki beni." Dedim.
"Tanımıyorum kızım, çok değiştin bir kere. Ne düşünüyorsun, bir sonraki adımın ne kestiremiyorum artık. Sen benim tanıdığım Şura değilsin." Dedi abim.
"O hala bizim bildiğimiz Şura Tuna. Sadece böyle gözükmek istediği için sen başka sanıyorsun." Dedi Emir.
"Kardeşini eller senden iyi tanıyor be abi, bence konu kapandı. Ömer sen de odaya geçer misin lütfen, itiraz istemiyorum. Birazdan postalarım bunları zaten." Dedim.
"El de olduk iyi mi?" Dedi Emir efkarla çayı fondip yaparken.
"Nereye postalıyorsun?" Dedi abim kaşlarını çatarak.
"Abi yeter, vallahi yeter billahi yeter. Bıktım kaprislerinizden ya. Varsa bir şey gelip söylerim, saklamam. Ben gelmezsem Ömer gelir zaten. İkimiz de öyle saklayacak insan değiliz. Çocuk hiç değiliz." Dedim. Cinlerim tepeme çıkmıştı artık. Yeterdi yahu. Sabahtan beri bır bır bır.
"Tamam, ne kızıyorsun ya." Dedi abim sakince.
"Ömer gel ben sana odayı göstereyim." Dedim.
"Şura..." Dediği anda sözünü kestim.
"Ömer cinlerim tepemde sana da patlamak istemiyorum, lütfen dedim. Aklım sende kalacak başka türlü. Gözlerin de kapanıyor zaten. Hadi gel." Diyerek salondan çıktım.
Yatak odama girerken Ömer de arkamdan geldi. Dolaptan Emir'in burada kalırken bıraktığı pijamalardan birisini çıkartırken yatağın üzerine bıraktım.
"Çarşaflar yeni değişti, temizdir yani. Kıyafetler de Emir'in. Rahat yatmak istersen giyinebilirsin." Dedim.
"Teşekkür ederim." Dedi.
"Önemli değil, ben birazdan abimleri yollarım, ev sessizleşir zaten. Bir şeye ihtiyacın olursa seslen lütfen." Dedim.
"Tamam." Dedi beni onaylarken. Odadan çıkıp salona girerken Emir ve abim çoktan muhabbete başlamıştı bile.
"Rezil ettiniz beni çocuğun yanında." Dedim.
"Valla kocan olduğunu düşününce daldım olaya, ne bileyim evlenmediğini?" Dedi abim.
"Yuh abi. Gerçekten koca bir yuh. Evlensem bir kere şu bırakmaz nikah şahidin benim diye." Dedim Emir'i gösterirken.
"Aşk olsun ben şu muyum gerçekten?" Dedi Emir alınganlıkla.
Başını tutup kendime çekerken sıkıca sarıldım. "Olur mu öyle şey birtanem." Dedim.
"Birtanenim gerçekten değil mi?" Dedi.
"Evet." Dedim başını bırakırken. Abim önündeki çaya odaklanmıştı. Bizimle alakası bile yok duruyordu.
"Şura, onun bu evde olması doğru değil abicim. Evet arkadaşın olabilir ama o bir erkek ve sen de bir kadınsın. Bunu aklından çıkartma." Dedi abim.
"Biliyorum ama şu an istisnai bir durum var. Ben uyurken o uyumadı, beni evime bıraktı, Mardin'de anlatamayacağım kadar çok yardımcı oldu. Şimdi tutup da çocuğu uykusuz uykusuz, aç susuz evine yollayamazdım." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Dla nastolatków•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...