Eve girip güzelce bir duş aldım. Biraz kafamı dağıtmak istiyordum. Pijamalarımı üzerime giyip salona geçtim. Tam oturacakken zilin çalmasıyla salondan geri çıkıp kapıyı açtım. Karşımda Ömer dururken endişeli gözüküyordu.
"Gelebilir miyim?" Diye sordu yumuşak bir tonda.
"Tabiki." Dedim onu içeri davet ederken.
"Aklım sende kaldı." Dedi alnıma bir öpücük bırakırken.
Gülümsemekle yetinirken birlikte salona geçip oturduk. Ellerim sanki yeri orasıymış gibi anında belini bulurken o da kolunu omzuma atıp beni iyice kendine çekti. Başımı omzuna yaslamamla gözlerimin kapanması aynı olmuştu resmen.
"İyi hissediyor musun?" Diye sordu.
"Sen gelince daha iyi oldum." Dedim.
Saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu. "Dertleşmek ister misin?"
"Bütün hislerim Baran'a kustuğum gibiydi. Şimdilik sadece sana sarılmaya ihtiyacım var gibi duyuyor." Dediğimde başımı kaldırıp yüzüne baktım. Hafifçe gülümserken gözleri üzerimdeydi.
"Peki, nasıl istersen." Dedi.
"Ama birkaç sorumu geri çevirmezsin diye düşünüyorum." Dediğimde gülümsemesi genişledi.
"Ben de bunu bekliyordum."
"O zaman ilk soru. Baran kendisinden önce senin beni daha iyi koruyacağından bahsederken neyi anlatmaya çalışıyordu?"
"Aşkın geçici bir tutkudan ibaret olduğunu düşünüyorum Şura. O yüzden ben sana aşık değilim. Ben seni seviyorum. Ama haddinden fazla seviyorum. Benim Baran'ın yaptığı gibi işlerle işim olmaz. Olsaydı zaten kendi şirketimizde çalışırdım. Yine de tanıdığım çoktur. Tek bir telefonumun yeterli olacağı insan sayısı epey fazla anlayacağın. O yüzden Baran'la konuşurken sana olan sevgimin de çevremin de farkındaydı." Dedi.
"Ailen, Baran gibi birisinin abisine nasıl kız verdi?" Diye sordum merakla.
"Baran kötü birisi değil Şura. İşi dolayısıyla biraz tehlikeli yaşantıya sahip olsa da hepimiz bir miktar bundan nasiplenen insanlarız. Buna ailem de dahil olmak üzere. Senden saklayacak değilim zaten böyle bir şeyi. Ee ablam ve eniştem de birbirlerini görmüşler, sevmişler, biz de haliyle müsade ettik."
"Bu benim yaşantı tarzıma ters Ömer. Madem açık konuşuyoruz ben de bunu söylemek isterim."
"Bana da ters olmasaydı ailemden ayrı, kendi şirketimde rahat rahat çalışmaktan uzak kalmazdım." Derken ciddiydi.
"Böyle bir durumla karşı karşıya gelirsek ne yaparsın?"
"Bu asla olmayacak. Oldu ki imkansızlar oluverdi bir anda, elim kolum bağlı oturacak değilim. Ama benim uzak yaşadığım hayata seni dahil etmem Şura."
"Baran'a haksızlık yaptığımı mı düşünüyorsun sen de?"
"Hayır, yaşadığın şeyler epey ağır. Sadece onu dinlemen, öyle karar vermen daha doğru olabilirdi."
"Bozacının şahidi şıracı diye atasözünü boşa dememişler. Güvenemiyorum o yüzden."
"Zorunda da değilsin. Baran anlayışlı biridir. Bir daha sen istemediğin sürece karşına çıkmaz."
"Aynı zamanda inatçı biri de. Kendini aklamak isterse onu yapacağını ikimiz de iyi biliyoruz Ömer." Dedim.
"Yani, yine de arada ben varım. O yüzden sen istemediğin sürece sana yaklaşmaz. Bugün dediklerinden sonra ona güvenmediğini de açıkça anladı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Roman pour Adolescents•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...