Serhat en sonunda bir maske seçerken onun yüzüne güzelce maskeyi oturttum. Maske üzerindeki panda o kadar tatlı duruyordu ki yanaklarını sıkmak istiyordum.
Ferhat ve Ömer de aşağıya inerken Ömer'in de duş aldığını görmüştüm. İkimiz de birkaç gündür gerçekten duş nedir unutmuştuk.
Ömer gelir gelmez Serhat'ı yanımdan iterken kendisi oturdu. Ona da kağıt maskelerden birisini gösterdim. Serhat kadar kararsızlık yaşamadan bir maske seçti. Onun da yüzüne güzelce kağıt maskeyi yerleştirdim. Belki bilerek seçmişti bilmiyordum ama düz bir renkte olan maskeyi seçmişti.
"Şura bu kuruyor." Dedi Serhat maskeye dokunurken.
"Yüzün çöl olmuş haberin yok o zaman." Dedim gülerek.
"Ne bileyim böyle şeyler olduğunu, bilseydim alırdım." Dedi.
"Yazın dolapta bekletip kullan daha güzel oluyor." Dedi Emir tavsiye verirken. Artık bilgisayarını bir kenara bırakmış bizimle sohbet etmeye hazır gözüküyordu.
"Ben gider bunlardan baya alırım ya. Her gün kullanırım mis gibi." Dedi Serhat.
"Gel, şu serumu sürelim şimdi." Dedim çantadan nemlendirici bir serum çıkartırken.
"Bu ne olacak?" Diye sordu maskeyi göstererek.
"Çıkart artık, çöp oldu." Dedim.
"Dur fotoğraf çekineyim." Dedi gülerek.
Onun fotoğraf çekinmesini beklerken ben de Ömer'le ikisi için çantadan krem arıyordum.
Serhat sonunda maskesini çöpe atıp yanıma ulaşırken yüzünü hafifçe yukarı kaldırıp serumdan birkaç damla damlattım.
Ellerimle masaj yaparak yüzüne serumu yayarken "kız sen bu zamana kadar böyle maharetlerin vardı da niye söylemiyorsun? Resmen yüzüm hava aldı." Dedi.
"Arada bir olsa böyle bakım yapsanız yüzünüz nur inmiş gibi parlar zaten. Sivilceniz yok diye dümdüz suyla yüz yıkanmaz." Dedim.
"Haklısın haklısın, bundan sonra ne dersen o." Dedi mayışmış bir ifadeyle. Gözlerini kapatmış iyice kendinden geçmişti masajla.
"Şimdi serumu iyice yüzün emsin kremini sürelim." Dedim.
"Sıra bende." Dedi Ömer araya girerek.
Kendimi daha fazla tutamayıp kahkaha atarken Emir de bana eşlik etmişti.
"İlk bana yaptığında ben de böyleydim." Dedi Emir.
"Valla bu kızlar işini biliyormuş. Kendimi prenses gibi hissediyorum." Dedi Serhat.
Yeniden kahkaha atarken Ömer yüzündeki maskeyi çıkartıp "nasıl olsa bu son kez oluyor, keyfini çıkartın." Dedi.
"O ne demek?" Diye sordu Serhat.
"Yarın nikahlı karım olacak, o yüzden sadece bana böyle bakım yapabilir." Dedi Ömer yanağımı öperken.
"Olmaz öyle!" Diye itiraz etti Serhat'la ikisi.
Ömer omuz silkerken "hazırım sevgilim." Dedi gözlerini kapatıp.
"Ben yemek yapmaya gidiyorum." Diyerek Ferhat yanımızdan ayrılırken ben de Ömer için serumu çıkarttım.
Onun yüzüne de birkaç damla serum dökerken yüzüne masaj yapa yapa güzelce yaydım. Sürekli onu öpme isteğiyle dolup taşıyordum. Yine de kendimi zor tutuyordum vallahi.
"Tamam, şimdi sen de biraz bekle." Dedim ellerimi yüzünden ayırırken.
Serhat önümde dizlerinin üzerine otururken "ben hazırım." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Novela Juvenil•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...