40. Bölüm | Düğün

409 24 7
                                    

Süper hızda bir hafta geçirmiştik. Gerçekten neyin nasıl olduğunu hiçbir şekilde anlamamıştım. Çoğu şeyi Handan teyze üstlenmiş kendi isteğine göre ayarlamıştı. Gerçi bu benim isteğim de denilebilirdi.

Annemler bu hafta Ömer'le konuştuğumuz evi almasıyla dekorasyonuna girişmişlerdi. Yengem de daha yeni doğum yaptığı için çok da gelip gitmelerine izin vermesem de evimizde emekleri çok büyüktü.

Bu süre zarfında Ömer'le sadece ihtiyaç doğrultusunda telefonlaşmış birkaç akşam da birbirimizi özlediğimiz için aramıştık. Bu durumdan ikimiz de şikayetçi olsak bile ailelerimizin bu iş birliği bizi mutlu da ediyordu. 1 hafta öncesinde oldukları gibi olmalarını asla istemezdik.

Ömer'in ailesinden bir isteğim olmamıştı ama anneannesi benden özel bir istekte bulunmuştu. Kendi düğününde giydiği gelinliği benim de giymemi istemişti. Onu kırmak asla istemediğimden gelinliği önce bir deneyip ardından üzerime göre ayarlamalarını yaptırmıştık. Çok zarif aynı zamanda şık bir gelinlikti de.

Ailemizle aramızda çıkan tek sorun takı sorunuydu. Evi kendi bütçemizle almış, içini de kendi bütçemizle ayarlamıştık. Takı da istemiyorduk. Önce annelerimiz el ele verip bize kızmış ardından da babalarımız bize nutuk benzeri bir konuşma yapmışlardı. Buna rağmen istemesek de daha fazla da bu konu hakkında konuşamamıştık. Düğünden sonra halledilecek olan tek konu bununla sınırlıydı.

Kına gecesi istememiştim. Bunun yerine güzel bir akşam yemeği yemiştik dün gece. Bu benim için daha kıymetliydi. Yine de annelerimiz dayanamamış gecenin sonunda elime kına yakmışlardı. Kınasız gelin olmazmış.

"Şura hazır mısın?" Diye dışarıdan Emir sesleniyordu.

Odada tek kalmış, kendi kendime hazırlanmayı tercih etmiştim.

"Hazırım." Dedim.

Önce içeri Emir dalarken ardından abim girdi. Emir'in donup kalmasıyla abim de onunla aynı tepkileri veriyordu.

"Sanki ilk defa böyle gördünüz, ne bu tepkiniz Allâh aşkına." Dedim.

Emir'in gözleri dolarken "ilk defa görmemiş olsak da yıllar sonra gerçek bir aşkla, gerçek duygularla giydin bu gelinliği. Ayrıca o dönem... O dönemdeki seninle şu an hiçbir alakanın olmadığını görmek, nasıl desem..." Gözlerinden birer damla yaş süzülürken dayanamayıp yanına gittim.

"Emir saçmalama, yemin ederim sabaha kadar burada oturur seninle ağlarım." Dedim.

"Sus be, kurtulucam işte senden. İki duygulandık diye hemen gitmekten vazgeçemezsin." Dedi hemen çirkefleşip yaşlarını silerken.

"Sen bu dünyadaki en iyi dost, en mükemmel kardeşsin." Dedim.

"Öyleyim tabii." Dedi bilmiş bilmiş.

Abim araya girerken "ben de en mükemmel abi olmalıyım." Dedi.

"Ayrıca ilk aşkım." Dedim ona da sarılırken.

"Madem ilk aşkındım niye bırakıp gidiyorsun?" Dedi. O da duygulanmıştı.

"Sen beni neden bırakıp gittin?" Dedim.

Bir iç çekti.

"Sen bir başkasın." Dedi sıkıca yeniden sarılırken.

Ablam ve annem odaya girerken ikisi daha beni görmeden gözyaşı dökmüşlerdi.

"Hanımlar, çok uzağa gitmiyorum. Bu evden de ilk ayrılışım değil. O yüzden kimse ağlamıyor." Dedim.

"Bu başka annem." Dedi annem.

KırınımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin