18. Bölüm | Seni Seviyorum

331 23 4
                                    

Çorba hazır olduğunda odama dönüp üzerimi değiştirdim. Telefonuma baktığımda abimden birçok cevapsız arama olduğunu görmemle kendimi tebrik ettim.

"Alo, abicim?" Dedim hemen arayarak.

"Günaydın Şura hanım, nasılsınız inşallah?" Dedi tripli bir tonda.

"Ben iyiyim de abicim uyuyordum, duymamışım telefonu. Dün gece Ömer hasta olduğu için onu hastaneye götürdük." Dedim.

"Biliyorum, Emir söyledi zaten. Gelecektim sana biliyorsun ama başka zamana kaldı artık." Dedi.

"Akşama gelmek istersen buyur abi. Şimdilik çorba götürüyorum." Dedim.

"Aferin, iyi bak çocuğa."

"Abi." Dedim uyarırcasına.

"Bunları gelince konuşacağız. Akşama gelirim." Dedi.

"Tamam." Diyerek telefonu kapattım.

Çorba tenceresini alıp havluya sarıp kağıt çantaya koydum. Ardından evden çıkarken çağırdığım taksiye binip daha birkaç saat önce geldiğim eve yeniden geldim.

Kısaca Can'a mesaj atıp kapıyı artırırken yukarı çıktım. Kapıda beni bekliyordu.

"Nasılsın?" Dedim Can'a.

"İyiyim, sen nasılsın, dinlenebildin mi?" Diye sordu.

"Dinlendim, ben çorba yaptım, onu getirmek istedim. İyi gelir." Diyerek çantayı uzattım.

"Teşekkür ederiz, gelsene." Dedi.

"Hiç gelmiyeyim Can, Ömer iyi mi?" Diye sordum.

"İyi iyi, salondaydı en son." Dediğinde başımla onayladım.

"Tamam, görüşürüz." Dedim. Arkamı dönmüş giderken kolumdan tutuldum.

"Nereye?" Diye sordu Ömer.

"Eve." Dedim gözlerinin içine bakarken.

"Buraya kadar geliyorsun, en azından içeri girmen gerekmez mi?" Diye sordu.

"Hasta ziyaretinin kısası makbuldür."

"Sen ziyaret etmiş olmuyorsun." Dedi alayla.

"O zaman başka zamana." Diyerek ellerinin arasından kolumu aldım.

"Beni daha çok hasta etmek yani niyetin."

"Ben öyle bir şey demedim."

"Dediklerinden bunu anladım."

Derin bir nefes alıp pes edercesine omuzlarımı düşürdüm.

"Sonra görüşürüz." Diyerek arkamı dönmüştüm ki dedikleriyle olduğum yerde çivilendim.

"Eğer şimdi gidersen bir dahaki karşılaşmada birbirimizi tanımıyor gibi davranalım Şura." Dedi.

Sertçe yutkunurken birkaç adım attım yavaşça. Dedikleri beni hayatından tamamen silmeye işaret ediyordu. Buna dayanabilecek miydim? Daha doğrusu onsuzluğu kaldırabilecek miydim? Daha birkaç ay tanışıyor olsak da şu bir haftadan fazladır da daha çok birbirimizi tanımaya başlamıştık. Bu huyumu sevmiyordum işte. Birisine kolayca alışıyorum.

Hızla arkamı dönüp yanından geçerken eve girdim.

"Can çorba sıcak ama bir tur daha ısıtayım. Mutfak neredeydi?" Diye sordum montumu çıkartırken.

"Şurası." Diyerek gösterdiği yere girdim. Çantadaki tencereyi ocağın üzerine alırken altını yaktım. Çekmecelerde kepçe bulup hafifçe karıştırırken kaseleri aramaya başladım. Onları da bulur bulmaz iki tane indirip kenara bıraktım.

KırınımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin