25. Bölüm | İlkim ve Sonum

341 20 2
                                    

Ömer bir tane atı dışarı çıkartırken onu güzelce sevdi.

"Sen biniyor musun?" Diye sordu.

"Hayır, korkarım da zaten." Dedim.

Elimi tutarken "o zaman bugün bir ilk olsun." Dedi.

"Hiç gerek yok Ömer. Ben böyle gayet iyiyim." Dedim.

"Bana güvenmiyor musun, birlikte bineceğiz."

"Güveniyorum tabikide ama çok yüksek, hareket ediyor ve düşebiliriz." Dedim.

"Gemiden inerken de düşeceğiz demiştin ama düşmedik, neymiş o zaman," Diyerek ata bindi. "Bana güvenecekmişsin. Hadi ver elini." Diyerek elimi yakaladı.

Beni kendine çekip önüne oturturken nefesim kesildi. Ne olduğunu anlayamamıştım.

"Şimdi düşmemek için ya bana sarıl ya da benim gibi oturup ipi tut." Dedi.

Ona sarılmayı tercih ederken güldüğünü duymuştum. Yine de ona fazlasıyla güveniyordum ve ince bir ipe güvenecek halim yoktu.

"Hazır mısın?" Diye sordu gülerek.

"Hiçbir zaman olmayacağım. O yüzden sen devam et." Dedim.

Kahkahası kulaklarımı doldururken at hareket etmeye başladı. Ömer'e daha çok sarılırken o halinden memnun gözüküyordu.

Bir süre ilerleyip evden uzaklaşırken ev gözden kaybolmuştu. Ömer buraları biliyor olmalı diye düşünüp sessiz kalırken etrafı izlemeye başladım. Bir süre sonra tepe gibi bir yere gelirken etraftaki ormanlık alan görsel bir şölen sunuyordu. At dururken kollarımı biraz gevşetip Ömer'e baktım.

"Neden durduk?" Diye sordum merakla.

"Burada gün batımı çok güzel oluyor. Çocukken buraya çok sık gelir, gün batışını izler daha sonra eve geri dönerdim. Daha önce kimseyle gelme fırsatım olmamıştı. Ben de sana hayatımdaki gördüğüm en nadir en güzel manzarayı göstermek istedim ama şimdi anladığım kadarıyla benim en nadir en güzel manzaram senmişsin. Burası anlamını çoktan yitirmiş." Dedi.

Ne diyeceğimi bilemezken gülümseyip yanağına bir öpücük kondurdum.

"Hayatımda tanıdığım en güzel adamsın." Dedim.

Gülümsemesi yüzüne yayılırken bir süre manzarayı izledik. Güneş dağların arasından kaybolmaya yüz tutmuşken Ömer cebinden minik bir kutu çıkarıp belime sarıldı.

"Bir dokunuşun içimdeki cehennemi harlıyor. Bir bakışınla içimdeki bütün buzdağları eriyip okyanus oluyor. Sensizlik beni yavaş yavaş kül ediyor. Bana can verir misin Şura, benimle evlenir misin?" Dediğinde şaşkınca ona baktım.

Bunu şu an kesinlikle beklemiyordum. İçimdeki farklı duygular aynı anda birbiriyle kavga içindeydi resmen. Kutuyu açıp içindeki yüzüğü çıkartırken gözlerine çevirdim gözlerimi.

Belindeki ellerimi omuzlarına çıkartırken yavaşça dudaklarını öptüm. Anında karşılık alırken gülümsemeden edemedim. Hafifçe geri çekilip alnını alnıma yaslarken "evet." Dedim. Gülümseyerek dudaklarıma bu sefer o bir öpücük kondurup geri çekildi.

Yüzük parmağımla buluşurken gözlerimi alamadım. Çok güzeldi. Başımı Ömer'in omzuna yaslarken derin bir soluk aldım. Çok güzel kokuyordu.

Güneşin son damlası da dağlar arasında kaybolurken gece mavisi üzerimizden dağlara doğru açık bir ton alıyordu.

"Gidelim mi?" Diye sordu.

KırınımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin