"Ömer, dur ne yapıyorsun!" Diye bağırmamla Ömer diğer yumruğunu atmaktan vazgeçti.
"Kim bu herif Şura?" Dedi Burhan sinirle.
"İkiniz de bir sakin olur musunuz? Geçin içeri ikiniz de!" Dedim gözyaşlarımı silerken.
İkisi de dediğimi yaparken mutfaktan yağ ve buz alıp geri döndüm salona. Burhan'ın önüne otururken elime hafif yağ damlatıp Ömer'in vurduğu yere sürdüm. Hafifçe ovalarken ikisinden de çıt çıkmıyordu. Buzu Burhan'ın eline verip yağla mutfağa döndüm. Hızlıca elimi yıkayıp salona geçerken derin bir nefes alıp verdim.
"Ömer, Burhan benim Almanya'daki kuzenim. 2 senedir görüşmüyorduk." Dedim. "Burhan, Ömer Beha benim arkadaşım."
"Ben özür dilerim, bir anda gecenin bu vakti sana sarılan bir adam ve senin ona vurduğunu görünce yanlış anladım." Dedi Ömer.
"Şura'nın beni sevme şekli, yanlış anlaman normal." Dedi Burhan gözlerini bana dikerken.
"Ben seni ne zaman böyle sevdim acaba? 2 sene oldu Burhan. Seni ne kadar özlediğimin farkında mısın? Gittin bir de üstüne telefonlarımı açmadın." Dedim yeniden gözlerim dolarken.
"Kırgındım sana, düğünüme gelmedin." Dedi Burhan.
"Sebeplerim vardı, biliyorsun."
"O şerefsiz için değdi mi bari kendine yaptıkların?" Dedi kaşlarını çatarken.
"Ona hiçbir şey değmez, biliyorsun."
"Ben de sana bunu anlatmaya çalıştım işte ama anlamak istemedin."
"Anlayacak durumda değildim. Artık kapatabilir miyiz şu konuyu?" Dedim gözümden bir damla yaş daha süzülürken.
Elindeki buz torbasını bırakıp bana yeniden sıkıca sarılırken yeniden ağlamaya başladım.
"Ağlama, çok çirkin oluyorsun. Bak Beha kaçacak şimdi." Dedi Burhan.
Geri çekilirken gözyaşlarımı sildim.
"Bir daha beni terk edersen bütün belaları bırakırım." Diye tehdit ettim.
"Kızım sen belanın ta kendisisin. Bu imkansız." Dedi Burhan. "Sana da bela çekti mi hiç?" Diye sordu Ömer'e.
"Birkaç kez kurtardık diyelim." Dedi Ömer'in bakışları bana dönerken.
"Yanında Şura varsa çelik yelekle gezeceksin. Nerede bela, orada Şura." Dedi Burhan.
"Abart abart. Ömer sen de şuna uymaz mısın lütfen." Dedim.
Ömer ellerini teslim olurcasına kaldırırken "ben en iyisi gideyim. Çok bile kaldım. Siz de hasret giderin." Dedi.
"Konuşuyorduk, biraz daha kalsana." Dedim.
"Biraz daha kalırsam burada uyurum artık." Dedi gülümserken.
"Sorun değil, ne zaman istersen." Dediğimde güldük.
Burhan bizi anlamıyormuş gibi sadece dinliyordu.
Ömer ayağa kalkıp elini Burhan'a uzattı. "Yeniden kusura bakma, tanıştığıma memnun oldum." Dedi Ömer.
"Ne demek, ben de memnun oldum." Dedi Burhan.
Ömer'le salondan çıkarken kapının önünde durduk.
"Her şey için teşekkür ederim. Kendine iyi bak." Dedi Ömer.
"Bugün gerçekten keyifli bir gündü benim için. Ben de çok teşekkür ederim. Dikkatli git." Dedim.
"Tamam, bir dahaki sefere bana da beklerim." Dediğinde başımla onayladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Jugendliteratur•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...