Gözlerimi yeni bir güne açarken yatakta iyice esnedim. Nedendi bilmiyorum ama güzel bir gün olacakmış hissi içimde dönüp dolaşıyordu. Derin bir nefes alıp verirken yataktan çıktım. Dün Ömer beni eve bıraktıktan sonra gitmişti. Ben de bavulumu açıp daha fazla beklememek adına yerleştirmiştim. Şimdiyse yeniden mini bir bavul hazırlamam gerekiyordu. Bugün Mardin'e uçuyordum Ömer'le.
Yatağımı toparlayıp küçük bavulumu çıkartmıştım ki zil çaldı. Hayretle saate bakarken kimseyi beklemiyordum. Art arda birkaç kez daha basılırken hızlıca kapıya gidip açtım.
Emir, beni gülen bir suratla beklerken "seninki kadar olmasa da, süpriz!" Dedi.
"Hoşgeldin, hadi gel." Dedim gülümseyerek.
İçeri giriş yaparken kapıyı kapattı. Birlikte salona geçerken yanında getirdiği poşetten döner ve ayran çıkarttı.
"Tahminime göre evde bir şey yoktur diye düşündüm." Dedi.
"Tabikide yoktu. Dün gelir gelmez düğüne geçtik, sonra da gece yarısına doğru anca eve gidebildik." Dedim bana uzattığı ekmeği elinden alırken.
"Ömer nerede, dışarı mı çıktı?" Diye sordu Emir ekmeğini ısırırken.
Ben de ısırık alırken "o ne alaka?" Diye sordum.
"E evlenmişsin, abim öyle dedi." Dedi.
"Abin ne düşündüğünü bilmiyorum ama okyanusun ortasında bir gemide nikah kıyamayacağıma göre hala bekarım. Yine de bırak o öyle bilsin. Haddini fazla aştı dün akşam." Dedim.
"Ne yaptı sana, o yüzden mi çabucak gittin?"
"Bir şey yapmadı ama karşımda cesaretle durabilecek bir yüzü vardı. Bu bile sinir bozucu Emir. Allah'tan Ömer yanımdaydı. O olmasa abin şu an yaşamıyordu." Dediğimde kahkaha attı.
"Ondan bir şüphem yok. Ne istiyor ki senden?"
"Buluşup konuşmak." Dedim ekmeğimi yerken.
"Asla Şura. Bunu sen istesen ben izin vermem. Mümkünse aynı ortamda bulunmayın bile." Dedi.
"Onunla aynı dünyada yaşadığımı bile düşünmek istemiyorum. Sana bu kadar söyliyeyim." Dedim bir sır verir gibi.
"Hayır anlamadığım sana daha ne söylemesi gerekiyor ki? Önce ortadan kayboldu sonra bir anda ortaya çıkıp karısı ve çocuklarıyla geri döndü. Üstüne bir de seninle mi konuşmak istiyor?" Dedi hayret edercesine.
"Evlenmiş mi?" Dedim dedikodu yapar pozisyonda. Çünkü artık benim için hiçbir duygusu kalmamıştı. Anca yerden yere vururdum.
"Evet, bak dedikodu olsun diye söylemiyorum ama Pelin'den daha çirkef birisi. O kadına nasıl tahammül edip de evlenmiş bilmiyorum. Galiba kazara ilk çocuk olmuş sonra evlenmişler. Hadi orasını anlarım da ikinciyi neden aynı kadından yapıyorsun? Bu nasıl bir cesaret?" Dedi.
"Etme bulma dünyası yakışıklım. Ne hali varsa hepsini görebilir. Yeter ki bana dokunmasın."
"Peki senin bu Ömer ne ayak?" Diye sordu merakla.
"İş arkadaşım." Dedim.
"Sadece iş arkadaşın mı?"
"Evet, aramızda bir şey yok. Dün Cevdet onun yanında aradı. Baya ısrar edince o da birlikte gitme teklifini sundu, kabul ettim. Yani ilk defa iş dışında bir şey konuştuk."
"Anladım, hayırlısı o zaman. Sen neden geldin peki? Ben seni en az 7 sene görmemeyi umuyordum." Dedi şakayla.
"Orası biraz karışık Emir. Özetlersek de buraya atandım gibi oldu. Yani artık buradayım." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Ficção Adolescente•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...