Kaç şarkı dinlediğimi bilmiyorum ama hayatımdaki en güvenli uçak yolculuğunu yapmıştım. Belki de hayatımda ilk defa bu kadar fazla güvende hissetmiştim. Rötar yapan uçakta bile hiçbir tepki vermeden daha çok sığınmıştım Ömer'e.
İniş yaptığını anladığım uçakla gözlerimi açarken derin bir nefes aldım. Ciğerlerime Ömer'in erkeksi parfümü dolarken yol boyunca bu kadar dikkatimi çekmediğini fark etmiştim. Başımı göğsünden yavaşça kaldırırken yüzüne baktım. Uyuyordu. Ciddi ciddi uyumuş muydu?
Fazla yakın olduğumuzu fark edip biraz geri çekilirken omzuna dokundum yavaşça.
"Ömer, geldik." Dediğimde gözlerini yavaşça araladı.
"Geldik mi?" Diye boğuk bir sesle mırıldanırken hiç kalkası yok gibiydi.
Hala elini bırakmadığımı fark ederken yavaşça elimi çektim. Kolu hala omzumdayken yavaşça alıp gözlerine bastırdı.
"Kusura bakma, uyuyacağımı hiç düşünmezdim, korkmadın değil mi?" Diye sordu.
"Hayır, korkmadım." Dedim.
Beni başıyla onaylarken yerinden kalkmasıyla ben de kalktım. Yavaşça boşalan uçaktan biz de yavaş yavaş ilerleyerek çıktık.
Soğuktu. Hem de çok soğuk. Bizim oralara henüz kış gelmedi heralde diye düşündüm. Hızlıca havaalanına girmiştik bu yüzden. Üstümüz buranın soğuğuna epey ince kalıyordu.
Bavulları alıp havaalanından çıkarken hiç de çıkmak istemiyordum açıkçası. Çünkü ciddi ciddi çok soğuktu. Önümüzde aniden bir araç durup içinden Meryem inerken şaşkınca baktım.
"Meryem? Senin burada ne işin var?" Dedim şaşkınca.
"Abla annem sizi almaya gönderdi. Konağa geçelim diye." Demesiyle şaşkınca Ömer'e baktım.
"Biz otelde kalacaktık." Dedim.
"Olmaz abla öyle şey. Siz bizim misafirimizsiniz. Başımızın üstünde yeriniz var. Hadi gelin." Dedi.
Ellerimizden bavullarımız alındı hemen. Ardından kendimizi arabada bulmuştuk.
"Meryem, abin nasıl?" Diye sordum merakla.
"Yoğun bakımda. İyi olacak inşallah." Dedi.
"İnşallah." Dedim ben de.
Sessiz geçen araba yolculuğunun ardından konağın önünde dururken etrafı inceledim. Çok güzel duruyordu. Gece olmasına karşın etraf ışıklandırılmıştı.
Birlikte konağa girerken Meryem, Ömer'le ikimiz üzerinde gözlerini gezdirdi.
"Abla yanlış anlamazsan, evli misiniz?" Diye sorduğunda gözlerim Ömer'e kaydı.
"Hayır, ikimiz de abinin arkadaşıyız." Dedim.
"He tamam, şimdi ona göre oda hazırlatacağım. Yorgunsunuzdur ama oda hazırlanana kadar bir kahve içer misiniz? Büyük abim de yukarda sizi bekliyordu zaten." Dedi.
Gözlerim Ömer'e kaydı yeniden. Tek başıma karar almak istemiyordum. Kendi adıma konuşmak da yanlış olurdu.
"Bana uyar. Sen?" Diye sordu Ömer.
"Olur, iyi gelir." Dedim.
"Tamam o zaman. Böyle geçelim hemen." Dedi Meryem eliyle merdivenleri gösterirken. Hep birlikte yukarı çıkarken büyük bir odaya girdik. Birkaç adam yerdeki minderlerde oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Bizi gördüklerinde ayağa kalkarlarken "lütfen rahatsız olmayın." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Ficțiune adolescenți•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...