Film açmayı unutturacak bir sohbete dalmıştık. Herkes birbiriyle fazlasıyla anlaşmış kırk yıllık arkadaşlar gibi kaynaşmıştık.
Serhat elindeki mısırı bana atarken alnıma çarpıp kucağıma düştü. Ömer mısırı kucağımda alıp ona geri atarken alnından isabet etmişti.
"Şura, ilk erkek çocuğun olursa Serhat koyacaksın ismini değil mi?" Dedi gözlerinin içi parlarken.
"Tabi canım, hep diyordum zaten ilk erkek çocuk doğurup ismini Serhat koyacağım." Dedim gözlerimi devirerek.
"Aşk olsun, benim ismim kötü mü?" Dedi hayalkırıklığı yaşarken.
"İsmin kötü değil, sana özel." Dedim.
"Biliyorum, ben de çok özel bir insanım ama olsun, yine de ilk yiğenim Serhat olsun isterdim."
"Yok, ilk çocuğunun ismi Okyanus olacak." Dedi Emir.
Ömer'in gözleri bana dönerken "gerçekten mi?" Diye sordu.
"Bir ara öyle istemiştim ama fikirlere açığım." Dedim.
Gözleri gözlerime kitlenirken bu sefer Ferhat mısır atmıştı.
"Öpüşecekseniz başka yerde öpüşün, aile var burada." Dedi.
"Yok, onlar o işi çoktan yaptılar zaten." Dedi Can.
"Ne?" Dedi Serhat ve Ferhat aynı anda.
"Sizin iş ne oldu Emir? Bir sorun yok değil mi?" Diye sordum konuyu kapatmak adına.
"Hallettik ya, sıkıntı yok. Abimin mahkemesi sürüyor bir işte. Kız da bizim eve kapaklandı resmen." Dedi gözlerini devirirken.
"Abinin evine gönderin. İlla sizde kalmak zorunda değil." Dedim.
"Başka amaçları da var gibi duruyor ama henüz çözemedik. Bir çözsek gerekeni yapacağız." Dedi.
Onu başımla onaylarken ortamda bir sessizlik oluştu.
"Film izlemeyecek miydik?" Diye sordum.
"Valla konuşmak izlemekten daha iyi geldi. Uzun zamandır buna ihtiyacım varmış aslında." Dedi Can.
"Sen hiç susmuyorsun ki." Dedi Ömer.
"Beha." Dedi Can uyarırcasına.
"Ne var, yalan mı?" Dedi Ömer umursamazca.
"Neyse, dondurma var mı Şura?" Diye sordu Can.
"Dolapta olması gerek." Diyerek kalkarken buzluktaki dondurmalardan 6 tane alarak salona döndüm. Herkes birer tane alırken yeniden Ömer'in yanına oturup bir tane de ona verdim.
Bir süre daha dondurma tarihinden girip çalışacağımız fabrikadan çıkarken hayretle konuştuğumuz konuları sindirmeye çalıştım.
Hala hepsi konuşmaya devam ederken saat gece yarısını çoktan geçmişti bile. Gerçekten bugün nasıl geçmişti, nasıl bitmişti anlamamıştım. Uzun zamandır geçirdiğim en güzel günlerden biriydi. Can'dan çok benim ihtiyacım varmış aslında.
Ferhat, Serhat'ı dürterken "hadi kalkalım, evin yolunu zor bulucaz bu gidişle." Dedi.
"Doğru diyorsun, hadi bakalım gençler, biz kaçıyoruz ama sizi de bekleriz. Mangal felan yaparız bizim orada." Dedi Serhat.
"Kışın ortasında ne mangalı?" Dedi Ferhat.
"Yaza işte ama siz yine de gelin tamam mı, beni bu manyakla baş başa bırakmayın. Bütün psikolojimi bozuyor." Dedi Serhat yalvarır gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Novela Juvenil•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...