Kapı zilinin yeniden çalmasıyla ayaklandım. Ömer'in gelme saatiydi hemen hemen ama daha erkendi de. Şu an fabrikadan yeni çıkıyor olmalıydı.
Kapıyı açtığımda karşında elinde çiçeklerle Ömer dururken şaşkındım.
"Ömer?" Dedim sorarcasına.
"Bunlar senin için." Dedi elindeki çiçekleri bana uzatırken. "Tam olarak neyden hoşlanacağını bilmediğim için hepsinden biraz aldım." Dedi çiçekleri kucağıma bırakırken.
"Çiçek çok fazla sevmem. Ama eğer alınacaksa da şakayık veya pamuk severim." Dediğimde gülümsedi.
"O zaman şanslıyım. Şakayık bukette var." Dediğinde ben de güldüm.
Uzanıp boynuna sarılırken "çok teşekkür ederim." Dedim.
"Sen yeter ki iyi ol." Dedi alnıma bir öpücük bırakırken.
Arkamda bir hareketlilik hissederken başımı çevirmemle annemlerle göz göze gelmiştim. İkisi de tatlı tatlı sırıtırken ne yapacağımı bilemeyerek geri çekildim.
"Hoşgeldin oğlum." Dedi Handan teyze.
"Hoşbuldum anne, siz de hoşgeldiniz." Dedi Ömer.
"Hoşbulduk." Dedi ikisi birlikte bir ağızdan.
"Ne duruyoruz böyle, içeri girelim." Dedi Ömer.
Herkes sessizce salona dönerken hep birlikte oturduk.
"Aslında daha sonra buluşun, Şura hasta demiştim ama anlaşılan Şura'ya gelmek istediniz." Dedi Ömer.
"Bir yemek yapalım, güzel güzel iyileşsin gelinim istedim oğlum." Dedi Handan teyze.
"Ben ona zaten iyi bakıyordum." Dediğinde şaşkınca ona döndüm.
"Ben iyiyim." Dedim üstüne basarak. "Sadece hastaneye gitmem gerekiyordu gece, ilaçlarımı alınca geçti. Her sene olurum." Dedim.
"Utanma kızım, ne güzel işte çocuk seni düşünüyor." Dedi annem.
"Beni bu kadar çok düşündüğü için Ömer'e gerçekten çok minnettarım. Allah korusun aynısı onun başına da gelse ben de aynı şekilde davranırım ama gerçekten ben iyiyim." Dedim.
"Çok şükür." Dedi Handan teyze. "O zaman hep bir aradayken sizin geleceğinizi mi konuşsak?"
"Olur olur, ben diyorum ki bu hafta sonu istemeye gelin siz de müsaitseniz. Nişanı da öylelikle yapmış oluruz." Dedi annem.
"Ay süper." Dedi Handan teyze coşkuyla. "Size de uygun mu çocuklar?" Diye sorduğunda Ömer'le bakıştık. Her şeyi annelerimiz halletmişti bile.
"Uygun." Dedik Ömer'le aynı anda ama ikimiz de tırsmaya başlamıştık. Hissediyordum.
"Düğün tarihinizi de artık siz ayarlarsınız çocuklar. Hiç bizi uğraştırmayın ama şöyle bir 2 ay içinde olursa da şahane olur." Dedi annem.
"Allah razı olsun." Dedim dilimi tutamayarak. Ömer dudaklarını birbirine bastırırken gülmemeye çalışıyordu.
"Şöyle bir, bir buçuk sene içinde de bir torun verirsiniz kucağımıza." Dedi Handan teyze.
"Anne." Dedi Ömer uyarırcasına.
"Ne var oğlum, hazır birlikteyken konuşuyoruz. Hem Allah'ın işine karışmak olmaz. Sadece plan bizimkiler."
"İsterseniz o planları biz yapalım. Sizin tabiki bizim mutluluğumuzu istediğinizi biliyoruz ama bizim vermemiz gereken kararlar bunlar." Dedi Ömer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Novela Juvenil•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...