Uçaktan adımımı atar atmaz metropol kokusu ciğerlerime dolarken aslında özlediğimi fark ettim. Tuhaftı gerçekten. Buradan giderken her şeyi geride bıraktığımı biliyordum. Gerçekten de geride bırakmıştım. Geri dönsem bile bana bir duygu uyandırmamıştı sadece yeni bir hayata başlıyormuş hissi vardı içimde. Artık her şey benim için çok güzel olacakmış hissi. Bu histen kurtulmak istemezken merdivenleri tek tek inmeye başladım.
Havaalanına girer girmez bavullarımızı alıp çıkış yaparken kapıda bizi bekleyen 2 araç vardı. Özel olarak ayarlanmışlardı. Elimizdeki bavullar alınırken sıkıca Ferhat ve Serhat'a sarıldım. İkisi de aynı evde yaşıyorlardı ve şehrin diğer tarafında kalıyordu. Ömer ise benim oturduğum yere daha yakın kalıyordu.
"Kendinize iyi bakın. Haberleşelim olur mu?" Dedim.
"Tamam, zaten 2 hafta sonra görüşürüz." Dedi Ferhat.
Başımla onu onaylarken el sallayıp araca bindim. Ömer de kısa bir vedalaşmanın ardından yanıma geçerken araba hareket etmeye başladı.
"Önce seni bırakalım, benim ev bir tık daha ileride kalıyor." Dedi Ömer.
"Olur, benim için fark etmez." Dedim.
Şoföre ev adresimi verirken arkama yaslandım. Ömer'le çok konuşacak gibi durmuyorduk.
"Tek mi yaşıyorsun?" Diye sordu bir anda. Düşüncelerim yerle bir olurken başımla onay verdim.
"Evet, sen?" Diye sordum kabalık etmemek için.
"Ben de tek yaşıyorum." Dedi.
Onu başımla onaylarken "Merdan'ı görmeye gidecek misin?" Diye sordu.
"Eğer uçak bileti bulabilirsem birkaç günlüğüne gideceğim." Dedim.
"Eğer bulabilirsen bana da haber verir misin? Ben de görmek istiyorum." Dedi.
"Tamam, olur. İstersen bana kimlik bilgilerini ver, yer bulursam direkt alırım." Dedim.
"Akşam atarım." Dedi.
Onu başımla onaylayıp önüme dönerken Türkiye'de kullandığım hattı telefona taktım. Eski hattımı kullanıyordum. Bir adam yüzünden yıllardır kullandığım numaramı değiştiremezdim. Ben artık onun için kılımı bile kıpırdatmazdım daha doğrusu.
Telefon açılır açılmaz peş peşe bildirimler düşerken aynı zamanda telefon çalmaya başladı. Arayan Baran'ın evinde tanıştığım Cevdet'ti. Benimle birkaç kez görüşmüş biraz sohbet etme fırsatı bulmuştuk. Telefonu açmadan önce derin bir nefes aldım.
"Alo?" Dedim merakla. Onun aramasını beklemiyordum.
"Oh be, kaç kere aradım, kaç kere mesaj attım be Şura." Dedi bir çırpıda.
"Türkiye'de değildim, daha yeni geldim." Dedim.
"Biliyorum, bizimkilere yoklattım da yokmuşsun."
"Sen beni mi araştırdın?" Dedim hayretle.
"Yok be kızım, merak ettim, arkadaşıma bir şey mi oldu öğrenmek istedim." Dedi.
"İyi, öyle olsun bakalım. Neden arıyorsun ki, önemli bir şey mi var?"
"Var ya, olmaz mı? Hem de çok önemli Şura, ölüm kalım meselesi." Dediği anda yerimde dikleştim.
"Ne diyorsun Cevdet? Ne ölüm kalımı?" Dedim şaşkınlıkla.
"Aşık oldum Şura, öyle böyle değil. Ayşem can ver dese şuracıkta can veririm vallahi." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Novela Juvenil•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...