4

1.3K 109 71
                                    

"Bay Malfoy, Bayan Evans çıkabilirsiniz."

Harry tam konuşacaktı ki, durdurdu kendini. Sirius'un oğlu olarak tanıtmıştı kendisini, olan hiçbir şeyi anlatmamıştı. Yani Lily'nin annesi olduğunu söyleyemezdi. Çok büyük kargaşa çıkardı. Olanları anlatmak ise henüz işine gelmiyordu.

İki başkan ayrıldı ve geriye Çapulcular, Arthur Weasley ve Severus Snape kaldı.

"Beyler, büyük bir sorunumuz var." diye başladı Dumbledore.

On beşer yaşındaki çocuklara, sizinle yaşıt çocuklarınız var, cümlesini nasıl söyleyebilirdi?

"Ne yani Profesör? Onlar bizim çocuklarımız mı?" diye belki de onuncu kez sordu Arthur Weasley. Harry diğerlerini eliyle çağırırken karşılarına geçti.

"Bakın şaşırdınız anlıyoruz ama elimizden bir şey gelmez. Evet biz sizin gelecekten gelen çocuklarınızız. Bunu hızlıca kabullenmelisiniz. Lütfen, bu aşamayı geçelim artık. Daha anlatmam gereken çok şey var."

Hepsi Harry'e şakınlıkla bakarken Hermione ve Ron kahkaha attı.

"Dostum, yavaş ol biraz."

"Gerçekten, Black. Sakin ol. Kalp krizi geçirteceksin hepsine."

"Black mi?" dedi Sirius. Ardından oğlu olduğunu öğrendiği çocuğu inceledi. Harry ise onun incelemesine sırıttı ve göz göze geldiklerinde göz kırptı.

"Evet, Black. Bendeniz, Sirius Black'in oğlu Harry Black!"

"Kesinlikle senin oğlun Pati." diyen kişinin James Potter olması Harry'nin öyle canını yaktı ki bir an nefes alamadı. Ancak yüzünde en küçük bir belirti yoktu. Hatta sırıtmasını büyütmüştü.

Aslında, evet canı yanmıştı ama bunu duymaktan inanılmaz derecede gurur duymuştu bir yandan da. Babasına benzetilmekten her zaman gururlanırdı.

"Ciddi misiniz siz? Bunun sırası mı?" dedi Vanessa. Bu ortam gittikçe garipleşiyordu. Kendi yaşıtı babasıyla arkadaş olacak, ardından bir süre burada kalacak, tekrar evine dönüp kendinden yirmi yaş büyük babasından tonla ceza alacaktı. Belki de aralarında en tehlikede olan oydu. Sirius Black'in ya da Molly Weasley'in oğullarına kızacağını sanmıyordu. Kendi babası ise önce güvenle döndüğü için çok sevinecek ardından onu azar ve ceza yağmuruna tutacaktı.

"Offf hiç çekilmiyorsun Snape. Gerçekten hiç çekilmiyorsun."

"Çekilmiyor muyum? Halimizin farkında mısın Black?! Yirmi yıl geçmişte, ailelerimizle yaşıt kaldık ve siz bu durumdan eğleniyorsunuz, biraz ciddi olun ya tehlikedeyiz!"

"Pekala madem tehlike seviyorsun Snape sana asıl tehlikeyi söyleyeceğim. Voldemort bu yıllarda da var değil mi? Eğer sen böyle yapmaya devam edersen ve gelecekten geldiğimiz öğrenilirse ne olur sanıyorsun? Voldemort bize hoşgeldiniz hediyesi mi verecek yoksa gelecek hakkında bilgi almak için bize saldıracak mı? Asıl sen biraz ciddiyete var ve kendine gel. Ne diyorsam onu yap, benim canımı sıkmayı da kes. Durumun ciddiyetinin emin ol, fazlasıyla farkındayım ben!" diye çıkışan Harry daha da devam edebilirdi ama yanlarında aileleri olduğu gerçeği sebebiyle kendini susturdu.

Vanessa ise aklına bile gelmeyen bu tehlike ve Black'in tüm bunları bu kadar hızlı düşündüğünü fark etmesi sebebiyle şaşkınlıktan konuşamaz oldu bir an için. Ancak hemen kendini toparladı.

"Kısaca tanışalım, ben Harry Black, Sirius Black'in oğluyum."

"Ben Ron Weasley, Arthur Weasley'in oğluyum." dedi ve ona hayranlıkla bakan babasına utangaç bir gülümseme sundu.

Guests From The FutureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin