31

796 85 139
                                    

Oldukça uzun, upuzun bir bölüm olacak. O yüzden pazar günü bölüm atamayabilirim. Ama işte haftalardır beklediğiniz bölüm!! Şimdiden iyi okumalar dilerim canlar.

Sirius oğlunun inadına kıkırdayınca Harry doğrulup tehditkâr gözlerle baktı. Babasına karşı bu gözler asla işe yaramıyordu. Her zamanki gibi Black lordu onun bakışlarını umursamadan sırıtmaya devam edince Harry yumuşadı ve başını tekrar dizlerine koydu.

Öyle bir şey yoktu. Değil mi?

Değil mi?

"Harry! Harry kalk artık, kaçıncı gelişim ya! Uyansana!"

"Tamam Ron, geliyorum."

"SON DÖRT SEFERDİR GELİYORSUN BLACK!"

"OF RON!"

Harry isyan ederek ve homurdanarak kalktığında, aslında uykuya dalalı iki saat falan olmuştu. O yüzden isyan etmekte haklıydı. Ama bunu Ron'a söylemedi. Ron Harry'nin bu huysuz haline kıkırdayarak aşağı inerken Harry giyindi ve yüzünü yıkadı. Ardından o da aşağı, kahvaltıya indi.

"Günaydın millet!" diye enerjik bir giriş yaptı ve kendini babasının yanındaki sandalyeye attı. Bu sırada karışık günaydın sesleri yankılandı masanın çevresinde. Herkes otururken en son masaya Fleamont ve büyük James Potter katıldı. Böylece tüm grup tamamlanmış oldu.

Sohbetlerle başlayan kahvaltıda Harry oldukça enerjik bir başlangıç yapmıştı. Ancak kahvaltı ilerledikçe Harry'nin sesi kesildi. En son hiçbir şey söylememeye ve yememeye başladı. Zorlukla yudumlayarak içtiği kahve uyanık kalabilmek içindi.

"Gitme vakti." diyen genç Dumbledore kahvaltıda gelmişti. Harry midesinin bulandığını hissediyordu.

Herkes ayaklandı. Ardından hepsi bir telaş içinde hazırlanıp kapıda toplandılar. Hepsi Dumbledore'un koluna tutunduğunda Harry stresle gerildiğini hissediyordu. Sirius elini oğlunun gergin omzuna koymuştu. Çapulcular Harry'nin bu halini sorgulamak istemiyorlardı. Küçük Sirius onu gördükçe midesinin korkuyla kasıldığını hissediyordu. Gerçekleri bilmek için kıvranıyordu, ama inanılmaz derecede korktuğu için soramıyordu.

İki katlı, geniş bahçeli şirin bir evin önüne indiklerinde Lily ve Mrs. Evans'ın giyinmiş, çantalarını takmış bir halde onları beklediklerini gördüler.

"Günaydın Mrs. Evans. Nasılsınız?"

"Teşekkürler Bay Dumbledore, oldukça iyiyim. Umarım sizler de iyisinizdir."

Jenny Evans aynı kızı gibi güler yüzlü, kibar ve sevimli bir kadındı. Mr. Evans onları kapıdan uğurlarken, Petunya Evans'tan haber yoktu. Harry bundan memnundu. Teyzesini görmek konusunda hiç hevesli değildi. Onu o yetimhaneye terk eden kişiyle, yetimhaneye gitmeden önce tanışmış olması büyük ironi olurdu. Neyse ki Petunya Evans orada yoktu.

Harry  Dumbledore'un bakışları ile Mrs. Evans'a döndü.

"İyi günler Madam Evans. Ben Harry Black, hepimizi yetimhaneye cisimleyeceğim. Daha önce hiç cisimlendiniz mi?"

Lily yanıtladı.

"İlk kez mektubumu aldığımda gelen bakanlık çalışanı beni cisimlemişti. Bir daha hiç cisimlenmedim. Hep ailemle otobüsle Londra'ya gidip asamla Diagon Yolu'na girdik. Ailem ise hiç cisimlenmedi."

"Anladım, o halde bilmeniz gereken şeyler var. Öncelikle cisimlenmek sizin deyiminizle ışınlanmaktır. Tamamen güvenli bir yolculuk biçimidir. Cisimlenirken vücudunuzun biraz sıkıştığını hissedeceksiniz, ancak endişelenmenize hiç gerek yok. Sadece sakin kalın ve cisimlenirken tutunduğunuz kişiyi lütfen bırakmayın. İşlem bittiğinizde midenizin bulanması problem olmaz, lütfen çekinmeyin."

Guests From The FutureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin