15

961 101 21
                                    

"Sakin ol... Geçecek... Sorun değil Harry... Geçecek... Sakinleş..." şeklinde mırıldanarak hem bu durumdan hiç rahatsız olmadığını çocuğa belirtiyor hem de onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Harry'i bu kadar üzebilecek ne gördüğünü bilmiyordu ancak kötü bir kabus olduğu kesindi.

Harry sonunda kendini daha sakin ve normal hissettiğinde ondan ayrıldı ancak yanaklarının ateş gibi yanmasına engel olamadı. Büyük ihtimalle kıpkırmızı olmuştu utançtan. Remus ondan ayrıldı ve utanarak kızaran çocuğa şefkatle gülümsedi.

"Harry, senin geldiğin yerde ben senin amcanım. Yani benden böyle bir an istemekten, buna ihtiyaç duymaktan utanmana gerek yok. Yine de, hiçbir şekilde kimse öğrenmeyecek, söz veriyorum. İhtiyacın olduğunda bu tip boşalmalar seni rahatlatacaktır. Kendini bu kadar strese sokma. Ne yaşıyorsun bilmiyorum, çözemedim ancak hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığının farkındayım. Ne olursa olsun yanındayım, bunu bil. Kaç yaşında olursak olalım, Sirius senin baban, bizler de amcanız. Bunu unutma. Babandan da, amcalarından da istediğin gibi yardım isteyebilirsin, kendini rahat hisset bizimle."

Harry dolan gözleriyle gülümsedi ve bu görüntü Remus'un gözlerinin dolmasına sebep olmuştu. Karşısındaki zümrüt yeşili gözlerde öyle yoğun bir sevgi vardı ki, Remus nefesinin kesildiğini hissetti. Bu kadar güzel bir sevgiyi hak edecek ne yaptığını düşündü. Bu kadar masum bir çocuğun bu kadar yoğun duygular yaşamasının haksızlık olduğunu düşündü.

Remus kendini gerçekten onun amcası olarak hissetti ve onun için endişelendi. Bu düşünce ve güzel duygular ise içinin ısınmasına sebep oldu.

"Hadi kalk, saat sekiz oldu. Bir buçuk saat sonra Profesör Slughorn ile işin vardı. Sahi, ne işiniz var?" diye sordu merakla.

"Geçen size sordum ya, müfredat dışı iksir yapma izni alabiliyor muyuz diye. İzin verdi ancak onun gözetiminde ve yanımda başka kimse olmadan gidip yapacakmışım. Yoksa okulun iksir sınıfını ve elbette belirtilmemiş de olsa beleşe iksir malzemelerini kullanmama izin vermeyecek."

"Ne iksiri yapacaksın?" dedi Remus küçük bir gülüşmeden sonra. Bu sırada Harry kendini toparlamış, az önce hiç ağlamamış gibi gülümseyerek konuşuyordu. Çocuğun kendi duygularını bastırma hızı Remus'u endişelendirmeli mi, hayran mı bırakmalı anlamamıştı.

Harry elleriyle saçlarını gösterdikten sonra konuştu.

"Bu kuş yuvasını gerçek bir Black saçına çevirmek için bir iksir yapacağım."

Konuşarak yatakhaneden çıktılar. Harry elleriyle yüzünü ovuşturduğunda az önce kızarmış olan gözlerinin normal haline dönüşünü ve moraran göz altlarının düzelişini ilgiyle izledi Remus. Asasız büyü yapmıştı Harry, bunun ani farkındalığı Remus'a çarparken Harry bunun farkında gibi gözükmüyordu bile. Acaba ağladığının belli olmasını istemediği için kazara büyü mü yaptı, diye düşündü Remus. Bu mantıklıydı, büyük ihtimalle öyleydi.

Sirius ve James'in yanına giderlerken Harry ona iksirin nasıl yapıldığını anlatıyordu. Peter bir koltukta uyuyakalmıştı. Sirius bir Quidditch dergisi okurken, James Sihir Tarihi ödevini yapmakla meşguldü.

"İksirin yapımı üç gün. Sonrasında iki gün boyunca kazanı değiştirilmeden bekleyecek. Yani toplam beş gün. Ardından onu şampuanıma dökerek duş alacağım. Bu sayede saçlarım düzelecek."

"Ya istemediğin bir şekil alacak olursa?" diye sordu Remus. Harry ise sırıtarak yanıtladı.

"Ona malzemeler karar veriyor. İksirin en son malzemesi değişiyor. Düz istiyorsak bir malzeme, dalgalı istiyorsak başka, kıvırcık istiyorsak başka bir malzeme koyuyoruz en sonda. Zaten iki gün bekleme sebebi bu. Saçın şeklini belirleyen malzemenin iksirin içinde iyice çözünmesi için bekleniyor iki gün boyunca."

Guests From The FutureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin