8

1.1K 100 64
                                    

"Sen nasıl bir yalancısın ve bu yetenekle nasıl Slytherin'e seçilmedin?"

Eh, Harry aslında resmen kendini zorla Gryffindor'a koydurmuş bir Slytherin'di. Ancak bunu söyleyemezdi değil mi? Bunun yerine sadece sırıtmakla yetindi.

"Teveccühünüz efendim." dedi kibirli bir sesle. Gözünün kenarıyla çaprazlarında oturan ve onları kinle izleyen Lucius Malfoy'a baktı. Sonrasında yapacakları iksiri anlatan Slughorn'a döndü.

Severus iksir için gerekli bitkileri doğrayan çocuğa baktı bir an için, sakince inceledi.

İksir yaparken konuşkan değildi, normalde olduğunun tamamen aksine. Gerçekten, çocuk dur durak bilmeden konuşuyordu. Çenesi de ağrımıyordu ki! Ancak iksir yapımına başladıkları anda susmuştu ve tek kelime daha etmemişti. Sadece şunu verir misin, bunu al, bunu doğruyorum, şunu karıştır gibi iksir talimatlarını konuşmuşlardı.

İksiri yaparken elleri seri ve işini bilen bir şekilde hareket ediyordu.

"Bay Snape, ortağınızı izlemek yerine ona yardım edin." Severus profesöründen gelen uyarıyla belli etmese de irkilmişti çünkü çocuğa gözlerini dikmiş bakarken dalmış gitmişti.

"Beni değil kızını incelemen gerekmez mi Severus?" diyen ses ile göz ucuyla Harry'e baktı. Ancak çocuk ona bakmıyordu.

"Onu da inceledim ve mükemmel yapıyor."

"Elbette öyle, babası ona küçük bir çocukken eğitim vermeye başlamış."

Babası derken kastettiği kişinin Severus olması, iksir ustasının içini ısıtmıştı.

"Burada olmaktan hiç korkmuyor musunuz Black?"

"Hayır." Tereddütsüz ve açık bir şekilde gelmişti cevap.

"Neden korkmuyorsunuz? Müdür odasında da söylediğin gibi, birçok tehlike var durumunuzda."

"Eh, belki Snape, yani Vanessa Snape, korkuyor olabilir çünkü bu tip şeylere alışık değil. Ancak ben, Ron ve Hermione kendimizi saçma ve zor olaylar dizisinin ortasında bulmaya alışığız." derken fısıldıyorlardı. Seslerinin duyulması riskini göze alamazlardı.

"Başınızı sık sık belaya sokuyorsunuz yani?"

Harry sonunda başını ona çevirdi ve tek kaşını kaldırarak yanıtladı.

"Biz başımızı belaya sokmuyoruz, bela bizi içine çekiyor."

"Hep öyle olur zaten." dedi Severus göz devirerek. Sonra tamamlanmak üzere olan iksirin altını kıstı. Bir süre sadece sakince kaynaması gerekiyordu. Bu sırada Harry asasını kıvrak bir hareketle sallayarak masayı temizlemişti. Kendi has asası olmadığı için çok rahat değildi. Ancak sonuçta bu asa da onu seçmiş bir asaydı. Sadece gerçek değil ikinci asa olmanın getirdiği alışılmamışlık hissi vardı.

"Sözsüz büyülerde iyisin bakıyorum."

"Oh, sayılır. Zorunlu olarak yüksek dereceli bir eğitim aldım."

Aslında küçüklüğünden beri asasız büyü yapabildiği için sözsüz büyüler ona göre çok kolaydı çünkü sihir gücüne hükmetmeyi daha yetimhanedeyken öğrenmişti. Öğrenmek zorundaydı. Yoksa kazara sihir yapmaya devam ederdi ki bu da ölümüne sebep olurdu.

  Harry şuanda İksir ve Sihir Tarihi, Astronomi ve Kehanet dışında tüm derslerin tüm Hogwarts müfredatında ustaydı. Kehanet dersini öğrenmemeyi tercih ediyordu. Nefret ediyordu o dersten, haklı bir şekilde.

"Zorunlu olarak derken?"

"Başka bir gün için başka bir konu." dedi Harry ancak sesinden açıkça bu konunun açılmasını istemediği anlaşılıyordu. Severus da uzatmadı. Anlatmıyorsa demek ki bilmemesi gerekiyordu. Karşısındaki çocuğun şımarık bir velet değil zeki ve olgun olduğunu, sadece ortama neşe vermek için çok konuşkan ve şakacı olduğunu anlamıştı artık. O yüzden anlatmıyorsa bir sebebi olduğundan emindi.

Guests From The FutureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin