Final!

1K 104 83
                                    

"Buraya geldiğimizden beri bizimle oldunuz, bizi korudunuz, kolladınız. Bir istediğimizi ikiletmediniz. Her dediğimize uydunuz. Sorgulamadan kabul ettiniz. Bizi zor durumda bırakmadınız. En önemlisi, bizi sevdiniz. Her şey için minnettarız. Hepinize teşekkür ederiz. Siz belki hatırlamayacaksınız ama biz her şeyi hatırlıyor olacağız ve her anıyı, her konuşmamızı asla unutmayacağız."

Harry Lily'nin dizlerine yatmıştı. Lily onun saçlarıyla oynarken bir yandan da James ile konuşuyordu. Ron, Remus ile sohbet ediyordu. Hermione Vanessa'nın saçlarını örüyordu. Peter, Sirius ve Severus konuşuyor, aniden birbirlerine laf sokuyor, sonra hiçbir şey olmamış gibi tekrar sakince konuşmaya devam ediyorlardı.

Bu şekilde gençler yaklaşık yarım saattir ön bahçede çimenlerin üstündeydiler. Bahçeye çıkmadan önce mutfaktaydılar. Hep beraber bir yemek hazırlamış ve hep beraber yemişlerdi. Tüm vakitlerini birlikte geçirmeye çalışıyorlardı.

Ancak eninde sonunda akşam oldu, vakit geldi. Saat on ikiye çeyrek kala şömineden çıktı Albus Dumbledore.

Zaten vedalaşmışlardı. Gün boyunca herkes birbirine defalarca kez sarılmıştı. Artık gitme vaktiydi. Son kez hepsi birbirine sarıldı.

En sona nedensiz bir şekilde Harry ve Lily kalmıştı. Herkes şömineden geçip ve Hogwarts'a gitmişti. Sadece Harry ve Dumbledore kalmıştı. Dumbledore Harry'i bekliyordu ancak karışmadı. Bu anı bozamadı.

Harry gün boyu kendini tutmuştu ama annesiyle karşı karşıya kalınca daha fazla sıkamadı ve gözyaşları gözlerine doldu. Son kez ona ilerledi ve tam önünde durdu. İncelemeye başladı. Her ayrıntısını, her santimini inceledi Lily'nin. En sonunda gözlerine baktı. Zümrütler buluştu ve derin derin baktılar. Sonrasında Harry kendini yavaş hissederek ona sarıldı. Sımsıkı sarıldı. Kokusunu yanında götürmek ister gibi kızıl saçlarını çekti içine.

"Seni hep sevdim, hep de seveceğim annem."

Lily şok içinde donakalmıştı. Anne mi? Hiçbir şey diyemedi. Soramadı. Sadece birkaç dakika sonra hafızası silinecekti ve Harry hayatının en değerli anıymış gibi, bir mücevheri tutarmış gibi ona sarılıyordu. Hiçbir şey demeden, o anki havayı bozmaktan korkarak sadece sıkıca sarıldı Lily. Genç çocuğu sıkıca sarmaladı. Gerçekler, anlamayı reddettiği her şey bir bir kafasında oturuyordu.

En sonunda ayrıldıklarında Harry ona dolu gözlerle baktı. Yavaşça geri geri ilerledi. Şöminenin önüne geldiğinde ortada duran Peter'a baktı. Dolu gözlerinden yaşlar akarken zümrüt gözleri nefretle doldu.

Peter bu bakışları anlamlandıramadan şömineye girdi Dumbledore. Harry gelirken o ritüeli başlatıyordu.

Harry hepsine son kez baktı. Gözleri annesindeyken şömineye adım attı ve fısıldadı. Gözlerini annesinin yüzünden çekmedi.

"Hogwarts müdür odası."

Alevler Harry'i yutarken ortalık karardı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~•••••••••••••••••••••••~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Biz neden bahçedeyiz? Lily çiçeğim hırka da almamışsın. Hadi, içeri geçelim."

"Merlin, ne işimiz var ki bahçede zaten?"

"Bilmiyorum ki Remus."

Sirius'un içinde garip bir burukluk vardı. Anlamlandıramıyordu. Ancak aldırmadı ve Lily'nin Noel tatilini Potterlar ile geçirmeyi kabul etmesine bir kez daha şaşırarak eve girdi.

Sadece yetimhaneye geziye birlikte gitmişlerdi, tatilin kalan tamamını onlarda geçirmeyi teklif ettiklerinde kızın kabul edeceğini hiç düşünmemişlerdi.

Sirius içeri girdikten sonra da o buruk hissi atamadı. Aynı evdeki kalan herkes gibi. Hepsi o garip üzgün, acılı ama sevgi dolu tuhaf hissi düşünmeye devam etti.

Sahi, bahçeye nasıl çıkmıştı hepsi?

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~•••••••••••••••••••••••~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Harry kendini müdür odasında bularak şömineden çıktığı zaman gözlerinden akan yaşların haddi hesabı yoktu. Hızlıca ilerledi ve zaman döndürücüyü takmış olan ailesine katıldı. Zaman döndürücüyü takan gruba girdi o da ve genç Albus Dumbledore'a baktı.

"Her şey için teşekkürler efendim. Size minnettarız. Sizi çok seviyoruz."

Genç Dumbledore gözünden akan bir damla yaşı hissederken gruba sevgi dolu bir gülümseme sundu.

Kenarda parıl parıl parlayan karmaşık ritüel tamamlandı. Odayı bir ışık huzmesi kaplarken zaman döndürücü çalıştı.

Albus Dumbledore kendini masasında buldu. Neden uyanıktı? Yataktan masaya ne zaman gelmişti?

Neden gözleri doluydu?

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~•••••••••••••••••••••••~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Harry gözlerini açtığı zaman kendini Vanessa, Ron ve Hermione ile cezaya kaldıkları o odada buldu. Elinde zaman döndürücü vardı.

"İyi misiniz?" derken gözleri hepsini taradı.

"E-Evet. İyiyiz!"

Harry Vanessa'yı onayladı. Gözleri bir kez daha doldu. Bu sefer uğraşmadı bile ve sertçe hıçkırdı. Annesini son kez görmüştü az önce.

Vanessa ona tereddüt etmeden yaklaştı. Artık ona yaklaşırken tereddüt etmiyordu. Kollarını gence sararken, Hermione ve Ron da katıldı ve dörtlü sıkıca sarıldı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~•••••••••••••••••••••••~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Harry uzun süre annesinden başka bir şey düşünemedi. Ancak babası onun hep yanındaydı. Her zorda hissettiğinde, bunaldığını hissettiğinde kendini onun yanında buldu. Sirius Harry'nin her anında ona destek oldu. Baba oğul, bu zor günleri beraber geçirdiler ve toparlandılar.

Draco ve Pansy birkaç saatliğine birlikte cezaya kaldıktan sonra Vanessa ile Altın Üçlü arasında oluşan dostluğa karşı şoktan şoka girmişti. Sadece birkaç saat beraber kalmakla nasıl bu hale gelmişti bunlar?!

Asıl şoku sene sonunda çıkmaya başlayan Vanessa ve Harry ile yaşadılar.

Harry haberi alan Severus tarafından büyülenirken Sirius kahkaha atmıştı. Başka bir konu olsa oğluna dokunanı yok ederdi ama Harry'nin sevdiği kızın babası tarafından büyülenmesi apayrı bir durumdu.

Severus Harry'i pek çok bahaneyle büyülemiş, lanetlemiş, zorlu düellolar yapmış ve iksir derslerinde de iki kez zehirlemeyi başarmıştı. Ancak sonunda onu rahat bırakmadan önce; kızını korumazsa veya canını yakarsa onu Karanlık Lord'dan önce kendisinin öldüreceğini söyledikten sonra tebrik etmişti ve Vanessa ile Harry, özellikle Harry, fazlasıyla rahatlamış ve mutlu olmuşlardı.

Hayatları zor başlamıştı, zor ilerlemişti ama güzelleşmişti. Bir kaza sonucu gittikleri yerde çok güzel anılar biriktirmişlerdi. Macera yaşamışlardı. Bir düşmanlık son bulmuş ve güzel bir ilişkiye dönüşmüştü. Aileler ve arkadaşlar arasındaki bağ kuvvetlenmişti.

Evet, belki çok zordu. Ama hepsi mutluydu.

Hep de mutlu kaldılar.

Vay be... Bu da bitti demek, ha? İnsan garip hissediyor. Şahsen ben çok mutluyum arkadaşlar. Bence güzel başladık, hep beraber güzel ilerledik ve mutlu bir final yaptık. Sizin de düşüncelerinizi merakla bekliyorum. Yorumlarda kitapla ilgili son fikirlerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum. Bir başka kitabımda görüşmek dileğiyle...

Hepinizi çok ama çok seviyorum🥰🥰

Guests From The FutureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin