26

806 97 81
                                    

Şifreyi söylemesine gerek yoktu, Dumbledore zaten onları bekliyordu. Kapıyı tıklattığı anda kapı açıldı.

Harry heyecanla büyüyen gözleriyle içeriye bakakaldı.

"Sonunda geldiniz Bay Black, asla dakik bir insan olmadınız."

Harry deli gibi sırıtırken önünde burnunu kırıştırmış konuşan adama baktı. Bir an sonra Vanessa Severus'un üstüne atlarken, Harry de kollarını açmış ona bakan Sirius'un üstüne atlamıştı.

Yoğun duygular patlama noktasına gelmişti.

Babası yanındaydı.
Babası onunlaydı.
Babasının kollarındaydı.
Babasının güvenli ve sıcak kollarındaydı.

Harry gözyaşlarıyla dolan gözlerinin yandığını hissederken, başını babasının göğsüne gömdü.

"Buradasınız."

"Buradayız oğlum." Harry son kelimeyle beraber daha sıkı sarıldı.

"Gerçekten buradasınız." İnanmakta güçlük çekiyordu. Olacağını zaten bilse de, kendisi planlamış olsa da şuan inanamıyordu.

Bir süre sonra ayrılmayı başardılar. Harry Sirius'tan ayrıldığı gibi Remus'a uçtu.

"Rem Amca!"

Arkada olanları izleyen Çapulcular garip yüzlerle seyrediyorlardı. Harry'nin onları sevdiğini biliyorlardı, ama orada düşündüklerinden çok daha fazla bağlılık ve sıcaklık vardı.

Harry Remus'tan ayrıldıktan sonra ancak sakinleşebilmişti. Çevresini yeni yeni düzgün algılayabiliyordu. Kafasını kaldırdı ve odaya baktı. Derin bir iç çekti ve endişeli bir sesle konuştu.

"İki tane Albus Dumbledore yan yana, ne yapacağım ben?"

Potter'ı tamamen görmezden gelmesi Remus hariç çapulcuların kafasını karıştırıyordu, farkındaydı. Farkındaydı ve umrunda değildi.

"Sanırım konuşmamız lazım, değil mi Bay Black?" Harry kendi zamanına ait Dumbledore'un parlak mavi gözleri altında küçüldü, ufaldı ve minicik kaldı.

"Ah, evet. Kesinlikle konuşmalıyız." Harry bunu söyleyen babasına baktı. Ne olacağını daha olmadan tahmin edebiliyordu. Ellerini havaya kaldırdı ve en masum sesiyle yanıtladı.

"Baba, gerçekten ben masumum! Açıklamama izin ver lütfen!" Sirius ona bir saniye baktı. Sonra konuştu.

"Dinliyorum."

Harry bir an donakaldı. Sonra hafif huysuz bir sesle konuştu.

"Ama ben şimdi nasıl yalan uydurayım? Azıcık çabalatacaksın ki geçen sürede ben de bir yalan bulabileyim."

Remus duyduğu cümleyle kahkaha atarken, Harry yavaşça geri geri gitmeye başlamıştı.

Sirius'un bir anda köpeğe dönüşüp koşmaya başlaması ile Harry de hızla arkasını döndü ve koşarak kaçmaya başladı. Bir yandan da çığlık atıyordu.

"Baba! Yemin edebilirim ki ben masumum! Uslu uslu cezamı çekiyordum ben kendimi yirmi yıl geçmişte bulmayı planlamamıştım! AH! ACIDI!"

Dumbledore arkalarından baktı odadan çıkmış kovalamaca oynayan iki Black'in.

"Eh, sanırım Harry'nin işi var. Döndüğünde konuşuruz. Şimdi, neden bir şeyler yemiyoruz?"

Müdür koltuğundaki Profesör Dumbledore kıkırdadı. Önündeki yirmi yılda hiç değişmemişti anlaşılan.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Harry oturduğu yerde yemeğini yerken bir yandan da kendi Dumbledore'u ile bakışmakla meşguldü. Dışarıdan bakan gözler için bu ilginç bakışma tuhaf bir seviyeye ulaşabilirdi. Onlar ise bilgi alışverişi yapıyordu. Harry yokluğunda gelecekte olanları öğreniyordu.

Guests From The FutureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin