"Teşekkür ederim Herm." diye mırıldandı ve yatakhaneden çıkıp Ortak Salon'a geçti.
Tam da dediği gibi, Harry şömine karşısındaki koltuğa yayılmış kitap okuyordu. Dudakları kurudu ve ellerini gerginlikle ovuşturdu.
Ne diyecekti?
"Bir sorun mu var Snape?" diyen soğuk sesi duyana dek bir süre orada öylece bekledi. Aniden gelen soruyla hafifçe sıçradı. Bir anlığına kalakaldıktan sonra kendine geldi. Toparlanarak sessizce ilerlerken, Harry de doğrulmuş ve kitabında kaldığı yeri işaretleyip kapatmıştı. Kitabı yanına bıraktıktan sonra ayakta bekleyen kıza baktı. Gözleriyle karşısını işaret edince Vanessa sessizce gösterdiği yere oturdu.
"Hermione sana yakında döneceğimizi söylemiştir, soracağın bir şey mi var?" diyerek konuya girmek istedi Harry. Yüzü ifadesiz, sesi düzdü.
"Hayır, soracağım bir şey yok. Ben sadece..." derken nasıl devam edeceğini bir an bilemeyerek sustu.
"Sen sadece, ne?" derken tek kaşını kaldırdı Harry. Kızın özür dileyeceği aşikardı ancak bunu birazcık zorlaştıracaktı. O yumuşak ve affedici bir insan değildi. Yetimhane hayatı affedicilik, yumuşaklık gibi özellikleri alıyor, sert bir kişilik bırakıyordu. Harry bu kişiliğini sadece belli kişilerde terk ediyordu. Onlar hariç herkese karşı sert bir mizaç takınmaktan kendini alıkoyamıyordu.
"Ben sadece senden özür dilemek istedim. Söylediğim cümle sınırı geçiyordu ve yapmamam gerekiyordu. Hata yaptığımın farkındayım. Hiçbir zaman, özellikle de o gün o cümleyi kurmamam gerekirdi. Seninle konuşurken her zaman sınırı bildim ve asla gerçek anlamda kıracak bir şey söylememeye dikkat ettim. O gün pek iyi değildim o yüzden ağzımdan kaçtı. Gerçekten özür dilerim."
Harry bir süre ona sadece baktı. Göz kapakları yarıya inmişti ve ağzı düz bir çizgi halini almıştı. Sakin görüntüsüne karşın, gözleri parlak ve keskindi. Vanessa, zümrüt gözlerin inceleyen bakışları altında kıpırdanmamak için kendini tuttu. Harry ise onun özründe samimi olup olmadığını anlamaya çalışıyordu.
"Tamam, özürünü kabul ediyorum. Bugüne dek gerçekten birbirimize uygunsuz hiçbir harekette bulunmadığımız için, o cümleyi gerçekten kastetmediğine inanıyorum. Ancak,"
Duraksarken gözlerini tamamen açtı ve keskin zümrütler, kızın safirleriyle kilitlendi.
"Ancak, ben affedici bir insan değilim. Bir daha tekrarlanırsa, sonuçlarına bu sefer katlanırsın." derken tehdit etmiyordu, sadece uyarıyordu. Vanessa da uyarıldığının farkında olarak hafifçe gülümserken emin olamayan bir sesle sordu.
"Yani, eskisi gibi miyiz?"
Harry bir süre onu gözledikten sonra onaylayarak başını salladı. Vanessa da hafifçe gülümsedikten sonra önüne dönüp şöminenin ateşini seyretmeye başladı. Harry de kitabını aldı ve okumaya kaldığı yerden devam etti. Huzurlu bir sessizlik ve sakinlikle geçen bir saatin sonunda Harry bir kez daha kitabını kapattı ve koltukta uyuyakalmış kıza ilerledi.
Sakince bir kolunu dizlerinin altına koyarken, diğer koluyla sırtını destekledi ve yavaşça, tek bir hamleyle kucağına aldı. Sakince ilerledi ve kızlar yatakhanesinin önünde duraksadı.
Merdivenler normalde bir erkek geçecek olduğunda anında düzleşir ve kayganlaşırdı. Harry ise bir Çapulcunun oğluydu. Sirius ve Remus ona bildikleri neredeyse her şeyi öğretmişlerdi. Asasını çıkarma gereği duymadan gerekli büyüyü mırıldandı ve merdivenlerin düzleşmesini önledi. Ardından yatakhaneye girdi. Kapısında alt alta Lily, Marlene, Alice, Hermione ve Vanessa'nın ismi yazan odanın önüne gelince durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Guests From The Future
FanfictionGelecekten gelen misafirler... Harry Black, Vanessa Snape, Ron Weasley ve Hermione Granger... Bir kaza sonucu geçmişe, kendi ailelerinin dönemine gidiyorlar. Kendi zamanlarına dönebilmek için çabalarken, geleceği büyük ölçüde değiştirecek hareketler...