Bu bölümden önceki bölümler evrene bir girişti. Bu bölümle beraber kurguya tamamen giriyoruz. İlerleyen bölümlerde öyle şeyler olacak ki buralar hep yangın yeri.
Lana Del Rey, The Greatest
İyi okumalar!
Sonunu düşünmeden, tereddüt etmeden gözlerimi kapatıp ona doğru adımlar atmıştım. Oysa gözlerimi kapatmama gerek bile yoktu. Zaten karanlıktaydım.
Umutsuzdum. Her şeyimi kaybetmiştim. Bu aldığım kararları, ona doğru attığım adımları kolaylaştırmıştı. Tuhaf olanıysa yaptığım seçimlerin altında umut olmasıydı. Ona doğru gidecek hiçbir yerim yokmuş gibi değil, gidecek tek yerimmiş gibi yürümüştüm.
Aradığımı bulmuş muydum? Bulmama değmiş miydi?
Kendimi dinlemek istemiyordum. Kalp mantığa kördü, mantığım ne söylerse söylesin kalbim inanmak istediğine inanacaktı. Yapmadığını söylemesi ona inanmam için yeterliydi. Yine de neye inanmam gerektiğini tam olarak bilmiyordum.
Doğru neydi? Yanlış neydi? Doğru yanlışın kılığına girmişti.
Polislerin Ateş'i tutuklayıp götürmelerinin üzerinden bir saat geçmişti. Öykü'yü Mert ve Kuzey'in yanına bırakıp tekrar dağ evine gelmiştim. Birkaç dakika sonra da Adrian ve Adel gelmişti. Şimdi beraber salonda oturmuş, sessizce Ateş'in suçsuz olduğunu nasıl kanıtlayabileceğimizi düşünüyorduk.
Birinin, "Ateş yapmadı." dediğini duydum, çok sonra bu sesin bana ait olduğunu anladım.
Adrian kaşlarını hafifçe çatarak, "Ateş'in suçsuz olduğunu kanıtlamamız gerek." dedi. "Burada böyle durup hiçbir şey yapamadıkça deliriyorum."
"Suçsuz olduğunu kanıtlamak için hiçbir şey yapamayız." dedi Adel.
Nazlı arkadaşı olsa da Ateş'in onu öldürmediğine inanıyordu. Belki de inandığı sadece Adrian'ın söyledikleriydi, bilmiyordum.
Dağılan düşüncelerimi toplamaya çalışarak oturduğum yerden kalktım. Adel ve Adrian'ın burada kaldıklarında beraber uyuduklarını öğrendiğim odaya yöneldim. Odadaki dolabı açarak Adel'in kıyafetlerine baktım ve gözüme çarpan uzun, siyah ve belinde kuşağı olan kabanı askısından çıkardım. Kabanı üzerime geçirerek odadan çıktığımda belimdeki kuşağı sıkıca bağlıyordum.
"Siz hiçbir şey yapamazsınız ama ben yapabilirim. Levent Polat'ın yanına gideceğim."
Adrian tereddütle bana bakarak, "Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum." dedi.
Tek kaşımı kaldırdım. "Bana Levent Polat'ı nerede bulabileceğimi söyle."
"Nerede yaşadığını tam olarak ben de bilmiyorum ama Ateş'in onu görmek için gittiği bir tekne var. Öldüreceği adamların bilgilerini ve fotoğraflarını ondan o teknede alıyor." diye açıkladı Adrian. "Ateş bana onun genellikle o teknede kaldığını söylemişti. Dağ evinin birkaç sokak ilerisindeki limanda beyaz, büyük bir tekne. Belki onu orada bulursun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ VE MAVİ
Ficción General+18 yetişkin okurlar için uygundur. O bu dünyanın en güzeli. O gri gözlü bir seri katil. O çocukların kahramanı. O bir kimsesiz, herkesin aradığı bir kimliksiz. O Gri. O Ateş Atakanlı. Ve o karanlık gecede her şey değişti. Aşk ise bu denklemde en y...