11. Bölüm: "Cehennemden kaçan kadın."

11.2K 604 92
                                    

yorum yapmayi unutmayin 💘
erika lundmoen - yad

Hayatımızın seçimlerden oluştuğunu biliyordum ancak çok uzun bir zamandır sürekli kendi bildiğimi okuduğumdan unutmuş olmalıydım.

Annem beni sütten kestiğinde bile ortalığı yıkarak istediğini yaptıran ben, şimdi çaresizdim. Bana bir seçim yap diyordu ancak bu bir seçim değildi. Zaten sonu belliydi, benim ne yapacağım belliydi ancak bana fırsatlar sunuyor, 'seçim senin' diyordu.

Benimle bir kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu.

"Anlamıyorum." dedim kafam karışmış bir halde. "Neyden bahsediyorsun? Neyin seçiminden bahsediyorsun hiçbir şey anlamıyorum!" diye çıkıştığımda Akın, kollarını birbirine bağlayıp yatağına oturdu.

"Ne cennet sandığımız gibi ne de cehennem." dedi. Anlatmaya başladığını anlayarak bende ona ayak uydurdum ve yanına oturdum. "Uzun zaman önce burada bir isyan çıktı." dedi.

"Neden?" diye sordum.

"Cehennemde çalışan insanlar artık günahlarından arınıp insanlığa hizmet etmekle görevlendirilir." Yüzünü buruşturdu. "Ama onlara göre size hizmet etmek cehennemde kabir azabı çekmekten daha acı vericiymiş..."

"Yaklaşık yirmi üç yıl önce buraya biri geldi. Onu cehenneme bizzat ben getirdim. Onu gördüğümde bir şeyler olduğunu anlamıştım, buraya bir sürü insan getirmiştim ama hiçbirinin gözlerinde böyle bir karanlık yoktu. Omuzları öyle dik, gözleri o kadar karanlıktı ki bunun ne anlama geldiğini bir şeytana anlatamazsın. Çünkü zaten bu onu biliyordur." Derin bir nefes alıp devam etti.

"İsmi," gözleri bana kaydı. "Allie'ydi."

"Sonra ne oldu?" diye merakla sordum. "Onda karanlık bir şeyler olduğunu anlayarak sıkı bir takip altına aldım." dedi. "Cezasını bizzat ben kesiyordum ama sanki ona her acı çektirdiğimde hırslanıyordu. En sonunda kraliçeye söylediğimde bir şey olmayacağını söyledi. O yüzyıllardır burada, benden milyonlarca yaş kadar büyük. Böyle söyleyince ona inandım ve artık Allie'ye dikkat etmemeye başladım." Güldü. "Ve bu bizim sonumuz oldu."

Ayağa kalkıp camın önüne gittiğinde onu takip ettim. Geniş omuzları bir noktaya bakarken kasıldı, bende oraya doğru bakındım. Dışarısı simsiyah bir boşluktan oluşuyordu.

Sanırım cehennem böyle bir yerdi.

Boşluk.

Koca bir hiçlik.

Akın, "Gizli gizli herkesi örgütleyerek isyan çıkarttı." dedi ama başka bir şeylerin olduğuna emindim, bana bazı şeyleri anlatamadığından emin olmak için "Hepsi bu kadar mı?" diye sordum.

"Hayır." dedi "Sadece bilmen kadarını anlatıyorum." deyip devam etti. "Sakın bunda da burnunu olmaması gereken yerlere sokma küçük hanım." deyince gözlerimi devirdim.

"Devam et hadi."

Derin bir nefes aldı. "Bir isyan çıkardı ve biz isysnı bastırmaya çalışırken kaçtı. Onun bunca yıl cehennemde saklandığını düşündük çünkü dünyaya inme ihtimali sıfırdı, her yer yüksek bir şekilde korunuyordu ve askerlerimiz sınırların başındaydı. Hiçbir veri, onun cehennemden kaçtığını göstermiyordu. O buradaydı ve saklanıyordu." Yüzünü sıvazladı.

"Dur tahmin edeyim?" dedim. "O burada değil." Başını salladı. "Peki nasıl anladınız?" dediğimde "Bundan üç ay önce bir tehlike anonsu aldık. Ben hayatım boyunca görmemiştim, kraliçe ise bir kez görmüştü. Öyle bir felaketti."

"Anladım." dedim. "Peki bu anons ne demek?" diye sordum. "Cennet ve cehennemdekilerin acil durum toplantısı." dedi.

"Allie'nin dünyaya kaçtığı doğrulandı ve felaket sinyali verildi." dedi. "Bizde, onu dünyada bulup buraya getirmek için görevlendirildik." deyince "Allie neden bu kadar önemli?" diye sordum.

"Yani tamam...bir insanın cehennemden kaçması çok korkunç, hatta felaket ötesi bir şey ama bir insan bize en fazla ne yapabilir ki? Allie neden bu kadar önemli?" diye sordum.

"Lucifer, tanrıya hizmet eden bir hizmetkardı ve o isyan çıkarak cennetten kovuldu. Artık onun evi olan cehennemin ise kralı oldu." Gözleri bana değdi. "Şimdi anlıyor musun onun neler yapabileceğini?"

ŞEYTANIN ÇIRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin