Gözlerimi, belki de hayatımda görüp görebileceğim en güzel odada gezdirdim. Daha doğrusu evde. Gerçi ev demek ne kadar doğru olur onu da bilemiyorum çünkü epey güzeldi. Camların boydan boya oluşu bile insanın içini açmaya yetiyordu. Genelde beyaz ağırlıklı bir evdi. "Şaşırdım." dediğimde tek kaşını kaldırdı. "Sebep?" dudaklarımı büzüp omuz silktim. "Bilmem ki. Hep siyahı tercih edeceğini düşünmüştüm."
"Klasik." deyip omuz silkti. "Kırmızıyı tercih ederim, biliyorsun." dudakları kıvrılınca başımı iki yana salladım. "Seninle şurada iki medeni insan gibi konuşmaya çalışıyorum ama nerede." diye homurdandığım esnada koltuğa oturdu ve geriye yaslandı.
Tam ayak ucunda durdum. "Hadi ya." dedim. "Anlatsana nasıl çarptın çırptın pis şeytan." tek gözünü açtı. "Ayrıntıya girerek mi anlatmamı istersin?" birkaç saniye algılamaya çalıştım. "Ya Allah seni kahretmesin ya."
"Kahretti." dedi imayla. Oflayarak yanına kuruldum ve başımı omzuna yasladım. Elim, kendi kucağımdan onun bacağına doğru keşfe çıktığında bana üstten bir bakış attı. Kasıklarını sıyırarak elimi avcunun arasına bıraktım.
"Ona çok mu kızgınsın?"
"Kime?"
"Babana." dedim çekinerek.
"Şeytanın yapmadığı tek günah neydi biliyor musun?" diye fısıldadı. Başımı iki yana salladım. "Babasına inanmamak. Şeytan bile Tanrıya inandı kısacası." diyerek başını geriye yasladı. "Sadece onun çağrısına kulak asmadım. Babama karşı hizmetkar olan ben olacaktım ama tüm sefayı birkaç düzenbaz mı çekecekti yani?" güldü.
"Çekti." dedi soğuk bir sesle. "İsyan çıkarıp cehenneme sürgün edildiğimde her şeyin başlangıcı bu oldu aslında. Her şey daha kötüye gitti, insanlar daha da kötüleşti; ben daha çok çalıştım ama hiçbir şeyin tadını alamadım." kaşlarını çattı sertçe yutkunarak.
"Sanırım bu durumda Tanrının üvey evladıyım." güldüğünde başımı iki yana salladım. "Hayır. Böyle düşünme lütfen." diye mırıldandığımda onu bu düşüncesinden vazgeçiremeyeceğimi biliyordum. Zira Aeron milyarlarca yıl içinde bir başına kalmıştı. Tekti. Bu düşünceleriyle baş başa kalmıştı.
"Affediciymiş." güldü. "Öyle diyorsunuz, gerçi haklısınız. Siz ne yaparsanız yapın o bir şekilde sizi affetmek için çabalıyor. Yeni sebepler yaratıyor ama bir şekilde affediliyorsunuz." başımı omzundan kaldırdım. Ne hissettiğini anlamaya çalışıyordum.
"Bazen ise affetmemek için nedenler yaratıyor işte." deyince derince bir iç çekerek tekrardan omzuna yaslandım. Haklıydı, buna karşı çıkabilir miydim bilmiyorum. "Ona kızgın değil kırgınsın sadece." dedim içimden gelerek.
Güldü, hatta kahkaha attı. "Ne? Kırgınlık mı?" başını iki yana salladı. "İstediğin her şeyi söyle ama ona kırgın olduğumdan bahsetme. Babama asla kırgın değilim çünkü yaptığım şeyden hiçbir zaman pişmanlık duymadım. Duyamayacağımda. Babamın başarısız planını ispatlayana kadar da devam edeceğim." dedi hırsla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN ÇIRAĞI
Genç Kurgu"Seni öpeceğim." dediğimde duraksadı. "Sadece beynim yerinde değilken bunu yapabilirim." diye devam ettiğimde güldü. "Peki ben gecenin sonunda ne yapacağım biliyor musun?" dedi aramızdaki sessizliği bozarak. İçkimden bir yudum aldım ve "Ne yapacaks...