400bin.
Sizi seviyorum❤️
Lisedeyken tek derdimin aşık olmakla geçtiği bir dönem vardı. Sanırım hayatımda en çok özlediğim anlardan biriydi bu. Sabah kalkıp okula gitmek, basketbol sahasının bir köşesinde çocukları izlemek, hoşlandığın kişiyi tüm gün izlemek...O zamanlar en çok acıyı benim çektiğimi düşünürdüm. Aşık olduğum insan bakmamıştı ama onun sorunu aşık olmak değildi, zira bir hafta sonra ona sırılsıklam aşık olduğunu itiraf ettiği kızın elini tutmuştu.
Aşk bir beden miydi yoksa ruh mu?
Aşka layık olmayan şey ruhum muydu yoksa bedenim mi? Bilmiyordum. Okul çıkışı eve gider gitmez birkaç tur ağlar, diğer gün için başka bir av adına hazırlıklara başlardım. Dedim ya. Lise hayatımın çoğu, aşk sandığım hislerimin peşinden koşmakla geçmişti. Şimdiyse ne kadar yanıldığımı anlayabiliyordum.
Aşk ruhun kavuşmasıysa, kavuştuğum şey şuan ruhum muydu sahiden? Sarıldığım bel, başımı yasladığım göğüs...
Güzel bir koku alıyorum. Güzel günlerin haberci gibi, oysa bahar evlerimize uğramadan geldi geçti.
Başkalarının sonbaharı, bizim baharımızdı ama onlar sonbahar olmayı tercih etti. Şimdiyse bir bahara sarılıyorum sanki. Sıcacık göğsü, güzel kokan saçları, ninni gibi başımı okşayan parmakları...
Dört ay önce peşime düşen kabus bugün rüyam olmuş sanki. Dört ay önce kış değil, sonbaharmış gibi. Hissettiğim şey cehennem değil, cennetten çıkmış bir meyve gibi. Yasaklı olduğundan eminim ama tarihin tekerrür ettiğini söylemeden geçemeyeceğim. Bile bile bunu isteyen benim, hiçbir zaman yasaklı şeylerde gözüm olmamıştı oysa. Şimdiyse bana en çok çekici gelen şey, cennetin yasağı.
Cennetin kovulan meleği.
Düşmüş Melek.
Cennet; intikamla, hırsla, öfkeyle tüm insanlığı parçalamak isteyen meleği, şeytana dönüştürmüş olmalı. Cehennemine yollamış. Şeytan, cehennemi bile cennetine çevirmiş. Benimde cehennemi mi cennete çevirebilir miydi?
Hissettiğim acıyı görebilir miydi? Görüyordu. Beni, kalbimi, ruhumu, gözlerimi okuyordu.
Tanrının üvey çocuğu Aeron.
Düşmüş Melek Aeron.
Cehennemin kralı Aeron.
Ve Ada Milan'ın sevgilisi Aeron.
Hepsini seviyordum. Ada Milan'ın sevgilisini ise hepsinden de seviyordum.
"Ne düşünüyorsun?" diye mırıldandığında göğsü kıpırdamıştı. Başımı hafifçe ona doğru kaldırdım, dudaklarımda silik bir gülümseme oluştu. "Gözlerim ağrıyor." diye söylendiğimde kollarımdan tutarak omzuna doğru çekiştirdi beni. "Hiç uyumadın." diye fısıldadı yüzüme doğru.
"Uyu, güzelim. Ben buradayım."
"Acıktım ama." diye söylendim. Kıkırdadı. "Sakın beni yiyebilirsin gibi şeyler söyleme." homurdandım. Tabii başıma gelecekleri biliyordum. "Tüh." dedi alayla. "Tam onu diyecektim." omzuna vurdum. "Dışarıdan bir şeyler söylesene." dedim sinirle.
"Tamam tamam." dedi ve benim üzerimden doğru uzanıp hemen telefonumu aldı. "Senin telefonunu yok mu ya?" dedim alayla. "Yaşlı." yüzümü buruşturdum. "Artık yaşlılar bile telefon kullanıyor." tip tip baktı suratıma.
"Sizin yaşlılar buna şeytan icabı demiyor muydu ya?" yüzünü buruşturdu. "Hiç böyle bir şey icat ettiğimi hatırlamıyorum ama..."
Güldüm. "Ohoo bir bilsen daha neler neler var." dediğimde yatakta biraz doğrulunca başım yastığa düştü. Akın sırtını yatak başlığına yasladı, beyaz çarşaf kasıklarına kadar düştüğünde derin bir iç çektim. Esmer teni bir elmas gibi parlıyordu, bunu demeden geçemeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN ÇIRAĞI
Teen Fiction"Seni öpeceğim." dediğimde duraksadı. "Sadece beynim yerinde değilken bunu yapabilirim." diye devam ettiğimde güldü. "Peki ben gecenin sonunda ne yapacağım biliyor musun?" dedi aramızdaki sessizliği bozarak. İçkimden bir yudum aldım ve "Ne yapacaks...