the weeknd - heartless
(bu şarkıdan tam akın vibe alıyorum.)
instagram: siladhikayeleri
tiktok: silassen*
İçeride çok büyük bir sessizlik hakimdi . Büyük ihtimalle herkes, benden gelecek büyük haberi bekliyordu. Ancak onlara kötü bir haberim vardı. Şu an hepsi bana büyük bir merakla bakarken bunu söylemeli miydim yoksa söylememeli miydim çok kararsız kalmıştım ancak söylemeliydim.
Muhsin bey odaya girdiğinde hepimizin meraklı bakışları ona döndü. Muhsin Bey'in odaklandığı tek kişi ise bendim. Görmeyeli kilo almış olmalıydı. Koca göbeği ondan önce geliyordu ama buna sonradan gülecektim. Yanlış anlaşılmasın, sorun kilo almasından çok onun yaşayış biçimiyle alakalıydı.
Gözleri uykuluydu ancak bir o kadar da ışıltılıydı. Hızlıca kendi yerine, kendi koltuğuna oturdu ve bana merakla baktı.
Kulağımın arkasına kaşıyıp stresle boynumu ovaladım. "Evet." dedi Muhsin bey. "Umarım güzel haberler getirmişsindir." diye ekleyince gülümsedim. "Elbette." dedim. "Bunca zamandır beni tanımanız gerekiyordu."
Mira ise karşımda kocaman olmuş gözleriyle bana bakıyordu. Ona endişelenmemesi gerektiğini, bunu halledeceğini defalarca söylemiştim oysa. "Öyle mi?" diye sordu Muhsin bey.
Caner öne atılarak "Projeksiyonu hazırlayabilirim." dediğinde bana karşı çıktım. "Bekle." dedim. "İlk önce her zamanki günlük raporlarımızı verelim, ondan sonra röportajımızı sizle paylaşacağım." zaman kazanmaya çalışıyordum.
Yanımda oturan Ata, bunu anlamıştı tabii ki . Ne de olsa benim ezeli rakibimdi. "Öyle mi?" diye sordu alayla gülerek. "Neden?" büyük bir özgüvenle arkama yaslandım ve "Bu güzel haberi en son vermek istiyorum çünkü." dedim.
"Zaten bu toplantı her hafta yapılan normal bir şey değil mi?" diye sordum Muhsin beye. O da ikna olmamış görünüyordu. "Umarım bu kadar heyecanlanmamıza değiyordur Ada." deyip Caner'e döndü. "Otur şimdilik." deyince Caner yerine çöktü.
"Değecek. Endişelenmeyin."
Mira ile göz göze gelince bana kaş göz işareti yaptığını gördüm. 'Ne var?' der gibi başımı salladığımda bakışlarıyla 'Sen iflah olmazsın.' dediğini anlayabilmiştim.
"Böyle mi devam edecek?" diye mırıldandı Ata yanımda. Bu sırada sırası gelen herkes birbirine güncel haberler hakkında bilgi veriyordu.
"Ne böyle devam edecek?" dedim anlamazlıktan gelerek. "Sen eskiden bu kadar alık değildin." bacaklarını açıp olduğu yerde iyice yayıldığında sinir olarak bacağına vurdum. "Bak işte böyleydin." dedi. "Tam bir vahşi." gözlerimi devirdim.
"Çek şu bacağını." dedim tıslayarak. "Yok rahatım böyle."
"Ata seni gebertirim." deyip Muhsin beye baktım. Onun diğerleriyle ilgilendiğini görünce Ata'nın koluna vurdum. Biz kedi köpek gibi didişirken, Muhsin bey genellikle bizi ayırıp kırk yıl nasihat veren oluyordu.
Şimdi koca adamı hiç çekemeyecektim.
"Oh be." dedi Ata. Gülüyordu. Resmen ona vurmamdan zevk alıyordu. "Hasta mısın sen?" diye sordum. "Bir de bundan zevk mi alıyorsun?" şaka gibiydi ama hala gülüyordu. "Bu kadar komik olan ne?" diye sordum merakla.
"Hiç." dedi. "Şu sahte süper kahramanın peşine takıldığından beri çok sıkıcıydın. Gerçi hala öylesin de.. Yine de fabrika ayarların bozulmuştu. Bana biraz karşı çık kızım sen bu değilsin." bu sefer bende güldüm.
"Siz yine didişiyor musunuz?" diye araya girdi Muhsin bey. "Hayır." dedik aynı anda. "İyi bakalım." şüpheli gözleri birazcık bizim üzerimize dolansa da Aslıhan'ın stresle içeriye girmesiyle bakışları oraya dönmüştü.
"Müdür bey." dedi Aslıhan nefes nefese. "Ne oldu?" Muhsin bey ayağa kalktı. "Ne olmadı ki?" Aslıhan hülyalı hülyalı söylendiğinde müdür bey iyice sinirlenmişti.
"Saçma sapan konuşmasana evladım. Söyle ne oldu?"
Aslıhan sıkıcı atkuyruğu yapmış saçlarından bir tutam alıp parmağına doladı. "Ah ah." dedi. "Size göstersem daha iyi olur. Emin olun beni anlayacaksınız." deyip geri çekildiğinde içeriye birisi girdi.
Bu kişi tanıdıktı. Hatta her şeyden ve herkesten daha çok tanıdık. Üstünde beyaz bir tişört vardı. Altına ise geri renkte, keten ve bol bir pantolon giymişti. Kahverengi bir kemer takmıştı. Olduğundan çok daha farklı görünüyordu. Onu tanımasam veya bilmesem ne kadar efendi biri olduğunu düşünürdüm. Odanın içinde dolanan siyah hareleri beni bulduğunda "Seni arıyordum." dedi.
"Müsait misin?"
Gülümsedim.
Sonunda sürpriz ziyaretçim gelmisti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN ÇIRAĞI
Teen Fiction"Seni öpeceğim." dediğimde duraksadı. "Sadece beynim yerinde değilken bunu yapabilirim." diye devam ettiğimde güldü. "Peki ben gecenin sonunda ne yapacağım biliyor musun?" dedi aramızdaki sessizliği bozarak. İçkimden bir yudum aldım ve "Ne yapacaks...