24. Bölüm: "Cehennemi Hisset."

8.7K 506 81
                                    

conan gray - memories
23. bolumu atlamayin.

"Buradaki hiç kimse gerçek gelmiyor değil mi sana?" diye sordum. "Evet." dedi. "Sana saçma gelecek belki de ama bazen bende yoruluyorum. Kaşlarımı kaldırdım. "Sürekli aptal insanlar yüzünden kendime zaman ayıramıyorum."

Oflayıp geriye yaslandım. Bende ciddi bir şey diyecek sanıyordum. "Ciddiyim." dedi. "Belki bilmiyorsun ama cehennemde, cennetten daha çok insan var." dedi. "Cehennem sizin çizgi filmlerde gösterdiğiniz gibi bir yer değil. Bazen cenneti yaşadığını hissedersin değil mi?" diye sordu.

"Dünyada cenneti yaşayabilirsin küçük hanım." dedi. "Ama dünyada cehennemi yaşayamazsın, bazen şeytanın bile görmek istemeyeceği şeylere maruz kalıyorsun, bazen dünyadaki en büyük korkunla yüzleşiyorsun, bazen sadece ölüp kurtulmak istiyorsun ama sen zaten ölüsün." arkama yaslandım.

"Acıdan kaçış yok, onu hissetmek zorundasın. Gülmek yok, iliklerine kadar acımalısın. Yeniden bir hayata başlayamazsın zira zaten yeni bir hayatın içindesin." başımı salladım. "Bazen dünyada cehennemi yaşayamaz mı bir insan?" diye sordum.

"Dünyada milyonlarca kötülük var." dedim. "Cehennem illa sıcak mı olmalı? İnsanın ruhu yangın yerine dönemez mi? İlla cehennemde mi korkularıyla yüzleşir insan? Bazen insanların korkusu babası, annesi veya bir başkası, en önemliyse kendisi olamaz mı?" dediğimde başını salladı.

"İnan bu saydıkların birer hiç." dedi. "Ruhunu söndürebilirsin, korktuğun ailenden hatta kendinden bile kurtulabilirsin ama..." bir anda masanın üzerinde duran elimi avcunun içine aldığında duraksadım.

Yavaşça bileğime doğru çıktı ve büyük eliyle avcunun içinde kalan bileğimi sıktı.

"Bazen buraya prangalar takılır, ne kadar çekiştirirsen çekiştir kaçamayacağın prangalar. Oysa ne ben polisim ne de sen mahkumsun. Ben bir şeytanım, sen ise şeytanın çocuğu olursun." elini bileğimden çekerek arkasına yaslanınca, bileğimde bıraktığı yakıcı hissi sadece ben hissetmiş olamazdım.

Ama o, pek hissetmişe benzemiyordu.

"Anladım." dedim. "Şeytanın çocuğu derken?" diye aklıma takılan son şeyi sorduğumda "Her insan Tanrının çocuğu olarak doğar, çoğunluğu şeytanın çocuğu olarak ölür. Tanrı çocuklarına merhamet eder," öne doğru eğildi ve sanki gizli bir bilgi veriyormuş gibi fısıldadı.

"Şeytan çocuklarını cezalandırır." kabul etmek gerekirse tüylerim ürpermişti. İnsanlar küçüklükten beri belli bir tarza yetiştirilirdi ama hepsinin ortak bir noktası vardı.

Şeytan kötüydü, ondan kaçmalıydık. Ondan saklanmalıydık, onun bizi bulmaması için Tanrıya dua etmeliydik. Hepimiz şeytandan kaçan çocuklardık ama büyüdükçe şeytana dönüşen çocuklar oluyorduk.

Ne garipti değil mi?

"Akın.." diye mırıldandığımda sözümü kesti. "Neden bana Akın diyorsun?" düşünmeden cevaplandırdım. "Çünkü sen buradasın," dedim. "Orada dediğin gibi Akın." güldüm. "Burada benim kurallarım geçerli ve şu an karşımdaki bir şeytan değil. Ben, o veya şu.." deyip oturan insanları gösterdim.

"Gibi sıradan bir insansın." kaşımı kaldırıp "Yani sadece Akın'sın." dediğimde "Tehlikeli." diye mırıldandı. Ağzının içinden dediği için pek anlayamamıştım ama zar zır çıkarabilmiştim. "Hem de çok." diye devam etti.

"Ee." dedim konuyu dağıtmak için. "Ne düşünüyorsun?"

"Burada ne işim olduğumu." etrafa bakarak yüzünü buruşturunca kıkırdadım. "Hadi ama!" diye söylendim. "O kadar da kötü olamaz." devam ettim. "İnan o kadar kötü."

"Memnuniyetsizsin."

"Öyleyim. Hadi beni memnun edecek şeyler yapalım." diyerek yarım ağız beni süzdüğünde "Ne gibi mesela?" diye karşılık verdim. "Uygulamalı göstermemi ister misin?" dedi. "Zaten yazılı sınavlarda pek iyi değilimdir."

Gömleğinin bir düğmesini açtı. "Öğretmenin ben olmadığım içindir." deyip bir düğmesini daha açınca yerimde kıpırdandım. "Şimdi öğret o zaman." diyerek flörtöz tavrıma devam ettiğinde gözleri kısıldı. "Hem de çok."

"Ne hemde çok?" diye sordum. "Tehlike." diye söylendi. "Şimdi göremiyorsun küçük hanım ama yakında tehlikenin ne olduğunu anladığında fark edeceksin," devam etti. "Tehlikenin ne kadar büyük ve güçlü olduğunu."

ŞEYTANIN ÇIRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin