70. Bölüm: "Haber."

5.2K 360 116
                                    




Savaş mı?

Neye karşı bir savaş?

Bana mı?

Bana. Bende neden soruyorsam?

"Anladım." dedim sadece. "Anladım Ata." zorlukla gülümsedim. "Merak etme, sana istediğini vermeyeceğim." güldü.

"Hiç sanmıyorum, Başladı bile döküntülerin." diyerek kendi yanını işaret ettiğinde sessizce oradan uzaklaştım.

Sinirliydim aslında.

Kendimi bu duruma düşürdüğüm içindi bu sinir ve kolay geçeceğe benzemiyordu. Kendime öfkeliydim.

Ben, Ada Milan. Kimseye boyun eğmeyen, kendisi için her şeyi yapan bir kadındım. Ne ara Ata'nın diline düşecek kadar düşmüştüm ki?

Saçlarımı karıştırıp kollarımı terasın trabzanına dayadım ve İstanbul manzarasının keyfini çıkarmaya çalıştım.

Kulağımda hoş bir şarkı, elimde ise düşmeyen acı kahvem vardı. Acıdan nefret eden ben, Akın sayesinde buna alışmıştım.

Gelen mesaj bildirimiyle kot pantolonumun arka cebinden telefonumu çıkardım ve bildirime baktım. Gördüğüm ismin beni şaşırttığını söyleyemezdim, şu sıralar sık mesajlaşır olmuştuk.

Akın
Küçük Hanım

Efendim cehennem adam?

Akın
Neler yapıyorsun?

Seni özledim.

Gözlerimi devirdim.

Yalan söyleme bana

Akın
Neden seni özleyeceğime inanmıyorsun ki?

Çok kırıcı.

Akın keşke seni tanımasaydım

Belki inanırdım

Akın
İşte bu acıttı

Aptal

Neden yazdın?

Akın
Canım istedi.

Benimle uğraşmayı mı?

Akın
Hayır.

Seni.

İstemsizce güldüm.

İnsanı yönlerin gelişiyor burada

Dikkat et

Akın
Lütfen bir daha böyle söyleme.

Bu mide bulandırıcı.

İnsan olmak kötü bir şey değil cehennem adam

Sakin ol

Akın
Tabii siz de haklısınız bu iğrenç hayatı yaşamayı siz seçmediniz

Seni tenzi ediyorum küçük hanım

Neyimi tenzi ediyorsun şapşal?

Bende istemedim bu hayatı

Akın
Elinde seçenek olsa kabul eder miydin ki?

Bence etmezdin.

Değil mi?

Kaşlarımı çattım.

Akın delirdin herhalde?

Neyden bahsediyorsun?

Çevrim dışı olduğunda kahvemi içmeye devam ederek, beyaz minderli koltuğa oturdum. Üzerindeki şemsiyeden dolayı güneşte gelmiyordu. En sevdiğim şeydi.

Akın
Bu akşam buluşalım.

Neden?

Akın
İmzalamamız gereken bir kağıt var :)

Alaska ha?

Akın
Aynen öyle bebeğim

Bu gece Alaska'ya uçuyoruz. Bundan sonra karşımıza bir engel çıkmayacak.

Ya Sarman'da olursa orada?

Ne yapacağım?

Akın
Seni tehlikeye atmam.

Bana güven.

Bir şeytana güvenmek mi? Hem de defalarca kez önümde insanlar kandırmış, bunu da ne kadar kolay olduğunu göstermek ister gibi önümde yapmıştı. Akın güvenebileceğim bir insan değildi, evet pişman olmuştum o geceden, aynı zamanda hiç pişman olmamıştım. Asıl pişmanlığım burada başlıyordu zaten.

Bir şeytanla öpüşmüştüm ve bundan pişman değildim?

Zor bir şey istiyorsun.

Akın
İtiraz edemezsin küçük hanım.

Bu gece benimlesin.

Kabul etmezsen kendim giderim, sorun yok.

Kaşlarımı çattım.

Gidemezsin.

Şam şeytanı.

Akın
Bana böyle tabirler kullanma.

Üzülüyorum sonra.

Yanıma oturan kişiye aldırmadan parmaklarım klavyeyi sökmek ister gibi yazmaya devam ediyordu. "Sinirlisin. Yoksa Akın'la mı konuşuyorsun böyle?" Mira'nın sesiyle bir an yerimden sıçradım.

"Hayır." dedim hızlıca. Akın'a 'Def ol git' yazdım kibarca ve telefonumun ekranını kilitledim. "Hadi hadi." dedi. "Ama neyse artık daha fazla üstüne gelmeyeceğim." omzunu silkti. "Anlatmak istiyorsan buradayım ama."

Gülümsedim. Elimle omzunu patpatlayıp "Gerçekten bir şey yok." dedim. "İyi." diye mırıldandı. Geriye yaslanıp ellerini kucağına yerleştirdi. Dalgın görünüyordu. "Bir problem mi var?"

Başını iki yana salladı. "Hayır yok."

"Ben seni tanırım ama." dedim tek kaşımı kaldırarak. "Şu an hiç Mira gibi davranmıyorsun."

"Sende uzun zamandır Ada gibi davranmıyorsun." dedi benim lafımı bana yollayarak. Yine aynı konuydu anlaşılan.

"Neyse ben kalkıyım." dediğimde birden bileğime sarıldı. "Tamam tamam kalkma lütfen. Sana ihtiyacım var." omzuma yasladı başını.

"Eskiden biz çok daha yakındık ama şimdi öyle değiliz. Sana hiçbir şeyi anlatamıyorum bile, oturup konuşacak vaktimiz bile olmuyor ki!" diye isyan etti.

"O Akın gelince sanki en yakın arkadaşımı kaybetmişim gibi hissettim. Çocukça olduğunu biliyorum, özür dilerim." diye mırıldandı.

Saçını okşadım.

"Saçmalama." dedim kızarak. "Sen benim en yakın arkadaşımsın hala. Asıl ben böyle hissettirdiğim için özür dilerim." kıkırdadı ve daha çok yapıştı bana, kollarını da koluma sardı. "Önemli değil Ada kız." sesinden neşesi anlaşılıyordu.

"O zaman bu akşam kız gecesi yapalım mı?" tam kabul edeceğim esnada aklıma gelen şeyle yüzümü buruşturdum. "Bugün olmaz." dediğimde başını kaldırdı, çenesini omzuma yerleştirip "Neden?" diye mırıldandı.

"Olmaz çünkü annem gelecek. Yarın olsa?" dudaklarını büzdü. "İyi madem."

ŞEYTANIN ÇIRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin