500 bin olmadan bitsek de üzülmüyorum. Bu macerada iyi ki yanımdaydınız. O zaman son kez, hoş geldiniz :')
Roxanne - Chase Atlantic
Daddy Issues - The NeighbourhoodJuliet - CavetownI Hate Everything About You - Three Days GraceHep böyle mi olacaktı demeden edemiyordum. Her zaman kandırılan, yıllarca gerçekleri sakladıkları kişi hep ben mi olmak zorundaydım? Bu hayatta en çok babama güvenmiştim ben. Bu hayatta gözüm kapalı sırtımı yaslayacağım kişi her zaman o olmuştu. İçimdeki ses hala ona güvenmemi istese de, babamın gözlerindeki karanlığı yeni fark ediyor gibiydim.
"Bana öyle bakma." dediğinde tek kaşımı kaldırdım. "Nasıl bakıyorum?"
"Böyle işte." yüzünü buruşturdu, eli yarasına giderken yerimden kıpırdamadım bile. Bunu fark etti, duraksadı. "Sana her şeyi anlatacağım."
"Onun yalan olmadığını nasıl bileceğim?" dedim bu sefer. Yüzünü buruşturdu. "Yapma böyle kızım."
"Ben mi yapıyorum? Ben mi bir şey yapıyorum baba ya? Sen ne yaptığının farkında mısın? Beni yedi yıl boyunca ayakta uyuttuğunu ve senin de bunu bildiğini öğreniyorum. Sen artık ne güveninden bahsedebilirsin sana? Doğru söyle-" ayağa kalktım ve yanına gittim. Gözlerimle yarasını işaret ederken "Bu da mı yalan yoksa?" deyince başını iki yana salladı.
Olduğu yerden doğrulup elimi tutmak isteyince geri çekildim. Babam, havada kalan elini indirip sıkıntılı bir nefes verdi. "Yapma böyle." sesi titriyordu. "Dinle beni bir, lütfen." başımı salladım gerisin geri otururken.
"Anlat. Dinliyorum."
"Yedi yıl önceyi çok hatırlamazsın sen. Yani en azından benim ve annen kadar." derin bir nefes aldı. "Eve uğramaz olmuştum. Karakolda yatıp karakolda kalkıyordum. Bir an önce şu çeteyi çökertmek için elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıyordum ama fark etmediğim bir şey vardı...artık hırsım, mantığımın önüne geçiyordu Ada. Hırsım gözümü boyamıştı resmen, kendimi ateşe atmaktan hiç çekinmiyordum. Suna'da o zamanlar benim ekibimdendi ama çok yakın değildik. Hep derdi bana, 'biraz dikkatli ol, çok hızlı karar veriyorsun, düşün...' düşünmedim Ada. Ben hiç düşünmedim." elini yumruk yaptı.
"Zaten şu an burada olmamızın sebebi bu ya." kelepçeli eline bakıp devam etti. "Onların inine sızmak için her şeyi yaptım, başarılı da oldum. Onları çökertecektim ama fark edildim. Fark edildiğimi tabii bilmiyordum, eğer o gün...o gün beni çağırdıkları yere gidebilseydim şu an burada olmazdım." kafamın karıştığını fark etmiş olacak ki devam etti.
"Eğer, Suna beni o gün şikayet etmemiş olsaydı, o saatlerde nezarethanede değil mezarda olurdum büyük ihtimalle." yüzümü sıvazladım. "Bekle, o zaman şimdi Suna'ya teşekkür etmeye gidiyorum." diyerek alay edip kalktığımda "Ada!" dedi sertçe. "Çocukluk yapma. Bu kadar az kalmışken her şeyi mahvetme." üst dudağım kıvrıldı.
Harika.
Yine her şeyi mahveden bendim. Ne güzel.
"Öyle demek istemedim."
"Biliyorum baba. Devam eder misin?"
Hiçbir zaman öyle demek istemez zaten.
"Dediğim gibi Suna beni son zamanlarda çok uyarıyordu ama dinlemiyordum onu bir türlü. İnlerine girdiğimde bundan çok endişelendi. Bu olayın bu kadar olmayacağını, onların böyle kolay kandırılamayacağını söyleyip duruyordu. Çok garip. Ekibimizin en kıdemsiziydi ama en tecrübelisi de o çıkmıştı." gülümsedi. Eskilere dalmıştı sanki.
Özgür günlerine.
"Deli kız. Baktı beni durduramıyor, o da polise şikayet etmiş. Ama tahmin ettiğin gibi bu durumdan dolayı falan değil. Basit bir kavgaya karıştığımı söylemiş işte. Polisler gelip beni aldığında ise...bu Sarmanların kulağına gitmiş tabii. Planlarının açığa çıktığını anlamışlar. Beni öldürmeyeceklerine göre en azından etkisiz bırakmak istemişler." camın önüne gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN ÇIRAĞI
Teen Fiction"Seni öpeceğim." dediğimde duraksadı. "Sadece beynim yerinde değilken bunu yapabilirim." diye devam ettiğimde güldü. "Peki ben gecenin sonunda ne yapacağım biliyor musun?" dedi aramızdaki sessizliği bozarak. İçkimden bir yudum aldım ve "Ne yapacaks...