ŞEYTANIN ÇIRAĞI

53. Bölüm: "Kızgınlık."

macera1
gizem1

Bugün kaçıncı olduğunu artık hatırlamadığım kahvemi içmeye başladım. Kahve bağımlısıyım derken şaka yapmıyordum.

Haber sitelerinde gezerken bir elim çenemdeydi. "Of ya." söylenen Mira'ya göz ucuyla baktım.

"Ne oldu?" somurtuyordu. Kaşlarımı kaldırdım merakla. Mira gördüğüm en neşeli insanlardan biriydi, kötü bir şey olmasından endişelenmiştim. "Hiç." deyince "Hiç mi?" kızdım.

"Benimle dalga geçme, söyle işte ne oldu?" kucağında birleştirdiği ellerinin parmaklarıyla oynarken "Az önce müdürün yanına gittim." diye mırıldandı.

Derin bir nefes aldım, kesinlikle şaşırdığım bir olay değildi. Mira'yı bu hale getiren müdürümden başka kim olacaktı sanki?

"Ee?" dediğimde "Zam istedim." dedi sonunda ağzındaki baklayı çıkartarak. "Ee." dedim yeniden. "Kızım sürekli sordurtmasana, anlat işte."

Omzunu silkti. En sonunda "Biz bu işi beraber yaptık tamam mı!" diye patladı. Kaşlarımı çattım. "Hangi iş?" diye sordum bu sefer.

"Akın işini." diye mırıldandı, omuzları düşmüştü. "Biz sürekli beraber koşmadık mı o adamın peşinden? Biz bir takım değil miyiz? Her haberde bir köşenin kenarı olsa bile ikimizin ismi yazmıyor mu?" derin bir nefes aldı.

"Ada beni yanlış anlamıyorsun değil mi?" diye sordu bu sefer titrek bir sesle. "Kızgınlığım sana değil, ona." dedi müdürü kastederek.

"Senin kadar bende emek gösterdim bu beni fark etmemesi çok sinir bozucu." devam etti. "Resmen ikimizin ekip arkadaşı olmasından nefret ediyor."

Bu sefer homurdandı sinirli sinirli. "Nil ve Batuhan'ın haberinde de senin ismini yazmama izin vermedi. Akın'da ben dışarıda kalıyorum...of." ellerini göğsünde kavuşturduğunda "Haklısın." dedim bir tek.

Sanırım kendi dertlerime fazla yoğunlaşmıştım. Emeklerimizin görmezden gelinmesinin nasıl hissettirdiğini tahmin edebiliyordum ve Mira'nın kızdığı kişinin ben değil, o herif olduğunun farkındaydım.

"Ayrıca sadece kendim içinde kızmıyorum!" dedi yeniden yükselerek.

"Tüm ülkenin peşinde koştuğu adamı getirerek buraya yatırımcı kazandırıyor ama sana yaptığı muameleye bak." omuz silkti. "Baş editör yapınca tüm dertlerinden sıyrılıyorsun sanki."

Güldüm ve omzunu sıvazladım. "Sen beni düşünme." dedim. "Ben hallederim." gözleri kısıldı.

"O nasıl olacakmış?" omuz silktim. "Sen merak etme kızım. Ben buranın neyiyim?" güldü. "Baş editörü."

"Aferin." dedim. "Ben halledeceğim." tabii nasıl halledeceğimi bilmese de olurdu. "Bence hiç o toplara girme." dediğinde duraksadım.

"Neden?" ofladı ve etrafına bakarak "Dün bir şeyler duydum." diye mırıldandı.

"Muhsin bey bir haber şeyinden bahsediyordu..." hatırlamaya çalışır gibi yüzünü buruşturdu.

"Bir televizyon programı mı neymiş?" neyden bahsettiğini anladığımda arkama yaslandım. Anlaşılan asla vazgeçmeyecekti.

Bu ajans için elimden geleni yapıyordum ama bu olmazdı. Şimdi Akın'a gitsem ve bu programdan bahsetsem yüzüme boş boş bakar ve dalga geçerek gülerdi.

Hatta benimle iş birliğini bile bitirebilirdi. Bunu ondan beklerdim.

"Ee?" dedim başımı sallayarak. "Sonra?"

Derin bir nefes aldı. "İşte Akın'ı oraya çıkaracaklarmış falan." gözleri kısıldı.

"Tabii ben inanmadım, dedim ki benim arkadaşım böyle bir şey olsa kesin bana söylerdi ama..." imayla baktı. "O gün toplantıya geldiğini nasıl gizlediyse bunu da gizler diye düşündüm."

Ayağımla bacağına tekme atınca yüzü buruştu. "Onu kapattık sanıyordum." homurdandım. "Ayrıca ilk düşündüğün doğru. Öyle bir şey kesinlikle yok." ellerimi birbirine çarptım.

"Bunun olacağı gün kıyamet falan kopar, hani o kadar." gülerken bir an durdum.

Şimdi Akın şeytandı ya, böyle bir şey mümkün olabilirdi. Bu yüzden sussam eminim çok daha iyi olurdu.

"Boşuna hayaller kuruyor desene." dediğinde "Öyle tabii." mırıldandım. Bu işin altından çok daha farklı şeyler çıkacaktı.

Muhsin beyi biraz tanıdıysam istediğini almadan bırakmayacaktı ama bende son ana kadar kaçacaktım.

"Neyse." dedi Mira. "Hatırlıyor musun geçen gün sevgilisini aldatan bir aktör vardı işte ona ne olmuş?" Mira heyecanla yeni duyduğu haberi paylaşırken elimdeki kalemle oynamaya devam ediyordum.