Utanıyordum. Halbuki utanacağım hiçbir şey yoktu ama elimden gelmiyordu. Akın, sözlerimin üzerine yavaşça gülümsedi ve başını iki yana sallayarak gülmeye devam etti. "Neden gülüyorsun?" dedim usulca ona yaklaşarak.
"Beni böyle kabul mu ediyorsun?" başımı salladım. "Seni en başından beri kabullendim. En başından beri." dedim bastırarak. Saçımın üzerine dudaklarını bastırdığında huzurla gözlerimi kapadım. "Şimdi Tanrının planını anlayabiliyorum." dediğinde merakla ona baktım.
"Gel bakalım." dedi bana cevap vermeden ve elimi tuttu. Beraber salona ilerlerken heyecandan ölecek gibi hissediyordum ama kendi kendime dur diyordum sürekli. Şu an sırası değil! "Suna geleceğini tahmin etmişti." dedim.
"Senin tahmin etmen değil, direkt bilmen gerekiyordu." dediğinde omuz silktim. "Oyun oynayacağını nereden bilebilirdim? En azından gelip bana söyleyebilirdin."
"Dur duygularımı kontrol etmem gerekiyor, birazcık burada durmam gerekiyor mu demeliydim?" diye dik dik baktığında "Evet. Tam olarak da bunu demen gerekiyordu." deyince burnuma fıske vurdu. Yüzümü buruşturdum.
Salona girdiğimizde bize dönen bakışlara kısaca karşılık verip bizimkilerin yanına ilerlemeye başladık. Aslıhan bizim geldiğimizi görerek şok içinde Suna'nın karnına dirsek attı. Suna sinirle homurdansa da bize döndüğünde genişçe gülümsedi. Yanına gider gitmez "Evet evet sen demiştin." dedim lafı ağzına tıkayarak.
"Aman iki laf sokacağız ona da izin vermiyorsun." deyince güldüm. "Hoş geldiniz Akın bey." dedi Aslıhan. "Sürpriz mi yaptınız?"
"Evet." dedi.
"Ben demiştim cehennemin dibinde de olsa gelir diye."
"Güzel tahmin." dedi Akın alayla. Kolunu dürttüm. "Ne?" dedi fısıldayarak. "Kahin falan olabilir mi?"
"Hayır sadece abartıyor." gözlerini kıstı. "Abartı mı? Alındım." gözlerimi devirdim. "Micheal ve Yrouel'in de haberi var mıydı?" diye sorduğumda "Sadece Micheal." dedi. "En çok onun parmağı var tabii ki bu işte." deyince dudaklarımı büzdüm. "En azından Yrouel'in yokmuş."
"Yrouel? Ona isim takacağını düşünmüştüm." kendimden emin bir sesle "Koydum zaten." dedim. "Ama o şu an Yasmin değil Yrouel." diyerek çocukça trip attığımda kaşını kaldırdı. "Neden?" omuz silktim.
"Onunla konuşmak istiyorsan dışarıya çıkabilirsin." dediğimde garip garip baktı. "Şu sikik dünyaya onun için geldiğimi sanmıyorum."
"Sikik dünya mı?"
"Cennet mi demeliyim?"
"Bari bu kadar yüzümüze vurma."
"Gel seni kendi cennetime götüreyim." diyerek göz kırpınca "Cennetinin yanında değil misin yoksa?" dedim imayla. Asla ciddiye alacağını düşünmüyordum ama almıştı. Ciddiyetle başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN ÇIRAĞI
Novela Juvenil"Seni öpeceğim." dediğimde duraksadı. "Sadece beynim yerinde değilken bunu yapabilirim." diye devam ettiğimde güldü. "Peki ben gecenin sonunda ne yapacağım biliyor musun?" dedi aramızdaki sessizliği bozarak. İçkimden bir yudum aldım ve "Ne yapacaks...