76. Bölüm: "Savaşa savaş, kana kan Ata."

5.6K 332 221
                                    

bolum isminden anlasilacagi uzere bir seyler olacak..mi ki acaba? bu arada Ata'yi seviyor musunuz? bazen cok atayi seven goruyorum bazen nefret ediyorlar cheifbekdendk o yuzdennn hadi oylayalimmm

Sevenler buraya yazsin

Sevmeyenler burayaa yazsin

"Bana işkence mi edeceksin yani?" dedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Bana işkence mi edeceksin yani?" dedim. "Evet." dedi. "Özellikle buranı," köprücük kemiklerimi elinin tersiyle okşadı. "Buranı." eli crop tişörtümün altına girdi ve sütyenimin hemen altına dokundu. "Belki buranı." yavaş yavaş aşağıya indi. Uyluklarımı kalın, büyük eliyle sıkınca gerginlikle nefesimi üfledim. "Veya buranı yakacak bir işkence olabilir." dedi oyunbaz ifadesiyle.

"Neden ki?" diye sordum titreyen sesimle. "Neden mi?" güldü. "Şehvet en büyük suçtur küçük hanım, bunlar, burası, hepsi özel." dedi az önce dokunduğu yerleri göstererek. "Bunları herkese gösterirsen bir şeytanı bile kızdırabilirsin." sırıttı.

"Ya." dedim tedirginlik içinde. "Göstermem ki o zaman." dedim saf saf. Memnuniyetle "Bence de gösterme." dedi. "Bu güzel bedeni orada kirletmek istemem." yüzünü buruşturdu. Tekrardan bacağımı sıkınca elini ittirdim. "Dokunma ya!" dedim stresle.

"Yok yok bu böyle olmayacak." kendi kendime konuşuyordum. "Bir daha erkek elini değdirmemeliyim tenime." Akın kafası karışmış bir halde bakarken arabanın kapısını açtım. İşaret parmağımı sallayarak "Normalde sözüm olduğu için eve çağıracaktım ama bundan sonra olmaz." dedim.

Kaşlarını çattı. "Neden?"

"Mahremiyet." dedim kızgınca. "Yanmak istemiyorum cehennem adam, git evimin önünden." ardından koştur koştur apartmanıma girip evimin kapısını açtım. Üzerimi başımı çıkardığım gibi kendimi yatağıma bırakırken tedirginlikle nefesimi üfledim.

Yanmak istemiyorum ya!


*


Saat on iki de başlayan mesaime bile geç kalmıştım. Nefes nefese girdiğim ofise, soluklanmak için birkaç dakika bekledim ve masama ilerledim.  Kendimi sandalyeye atar atmaz hemen yan masamdaki Mira, "Nasıl geçti?" diye sordu.

"Anlamadım?" dedim ve su şişemin kapağını açarak büyük bir yudum aldım. "Anneni özlemiş misin? Of ya keşke benimki de gelse."

"Ne? Annem mi?" dedim gözlerimi ovuşturarak. "Evet?" dedi Mira. "Hani annem gelecek demiştin ya?" dediğinde gözlerimi sıkıca yumdum. Yalan söyleme işinde kötü sayılmazdım ama en azından hangi yalanı attığımı unutmasam çok daha iyi olacaktı.

"Annem ya." dedim. "Annem tabii." derin bir nefes aldım. "Sabaha kadar oturup konuştuk işte." dedim omzumu silkerek. "O yüzden uykusuzum kusura bakma, ne dediğini bile algılayamıyorum biliyor musun?" güldü.

"Belli."

"Ee sizin nasıl geçti geceniz?" diye sordum. "Neler oldu kızım inanamayacaksın!" dedi birden parlayarak. "Ne oldu?" dedim şaşkınlıkla. Lisedeyken gizlice öğrendiğimiz dedikoduları arkadaşımıza yetiştirirken gibi bir adrenalindi bu.

ŞEYTANIN ÇIRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin