"Bu mu?" dedim şaşkınlıkla. "Hı hım." dedi Suna. "Nasıl ulaştın sen bu kadına?" dediğimde "Ben çaba sarf etmedim, kendisi ayağıma geldi." dedi."O nasıl oldu?"
"Melih'i takip ettirdiğimin farkına varmış. Yazılımcı arkadaşımdan onların bilgisayarına girmek istemiştim ama büyük bir sistem engeliyle karşılaştık, sistem bayağı güçlü olacak ki kıramadım ama..." derin bir nefes aldı.
"Birkaç gün sonra bu kadın bana mesaj attı. Sistemi oluşturan yazılım şirketinin başındaymış." deyince şaşkınlığım iyice artmıştı. "Buluşmak istediğini söylediğinde tamam biraz korktum ama yine de gittim."
"Başına bir şey gelebilirdi!" dedim kızgınlıkla. "Sorun değil." omzunu silkti. "Bu oyundan çok sıkıldım, artık yavaş falan hareket etmek istemiyorum." dediğinde ona hak vererek başımı salladım. "Öyle de bana deseydin keşke..."
Yanağımdan makas aldı. "Baban seni bana emanet etti aptal kız, sana bir şey olursa eminim kendini cezalandırmak için tüm suçu üstlenip müebbet alır." gözlerini devirdi.
Haklıydı, yalan değil. Babamdan bu performansı bekliyordum.
"Ee sonra ne oldu?" diye sordum.
"Buluştuk, bana istediği bilgileri verebileceğini söyledi." dediğinde kuşkuyla "Ne karşılığında?" diye sordum.
"Hiçbir şey."
Suna rahat görünüyordu ama ben hiç rahat değildim.
Merve gibi bir kadın -ki aslında bunun Merve ile bir alakası yoktu- oradaki herhangi biri neden karşılık beklemeden bir iş yapsın ki? Onların her ilişkisi çıkar üzerine kuruluyken hem de?
"Hiçbir şey mi?" dedim inanmayarak. "İyi de neden?" ofladı. "Ay Ada! İlla her şeyin içinde bir bit yeniği arama." gözlerimi devirdim. "Ne kadar tehlikeli adamlarla uğraştığımızı sen biliyorsun!" dedim.
"Belki de bunların hepsi bir oyun, kadın kandırıyor bizi." dediğimde "Ada." dedi son harfi uzatarak.
"Ben araştırma yapmadan seni böyle bir tehlikeye atar mıyım hiç? Dinle beni bir. Daha cümlem bitmedi." deyince sırtımı demirlere yasladım.
"Dinliyorum."
"Bana dedi ki 'senden para isteyemem, bana yetebileceğini sanmıyorum'. Bakışlarımı o kadar küçümserdi ki sana anlatamam...neyse. 'Ama benim de çıkarlarım var' dedi. Daha sormadan anlatmaya başladı, sanırım uzun yıldır Sarman'a karşı çalışıyormuş ve bunun sebebi ondan yüklü bir miktarda para koparabilmekmiş. Daha doğrusu Sarman, Merve'yi ve eşi Kaan'ı çok kötü bir durumdayken kurtarmış, onlara ev açmış, karınlarını doyurmuş ama daha sonra onlardan bir şeyler istemeye başlamış. Bilirsin klasik işler, uyuşturucu falan. Sarman'ın işleri işte." dedi ve derin bir nefes aldı.
"Merve ve Kaan ilk başlarda bunu minnet olarak bilip borçlarını ödemek için yapmışlar ama daha sonra pişman olmuşlar. Gitmek istediklerinde Sarman 'her şeyi biliyorsunuz, sizi gönderemem, ya ölünüz çıkar ya da sizi konuşamayacak hale getiririm.' demiş."
Duyduğum hikaye iyice ilgimi çekmişti.
Demek ki maskenin altında yatan gerçek buydu.
İsimlerini gizlemek istemiyorlardı çünkü gizleyecek bir hayatları bile yoktu.
"Ee?" dedim merakla. "Küçük bir anlaşma yapmışlar. Son bir görevleri olacakmış, bundan sonra özgür olabileceklermiş ama Sarman son üç senedir onlara göre bile vermiyormuş." dudaklarını büzdü. "Kısacası artık ondan kurtulmak istiyor."
"Peki Kaan?" dedim. "Yani eşi demiştin sanırım, onun bundan haberi var mı?" dudaklarını büktü. "Pek sanmıyorum. Sanırım bilmiyordur."
"Anladım." dedim. Sanırım ilk önce dinlediklerimi sindirebilmem gerekiyordu.
Onların hayatını asla böyle beklemiyordum. Sanırım Merve ile daha fazla yakınlaşmalıydım. Belki benim fikirlerimi anladığında bana yardımcı olabilecekti.
"Merve kaç yıldır onunla çalışıyor demiştin?" dediğimde "Altı yıl." dedi. "Üç yıl istekli, geri kalan üç yıl ise bomboş işte." dedi.
"Ah bir de..." alt dudağını ısırdı. "Bu işin sonunda hapise girmek istemediğini de ekledi." güldüm.
"Ne bekliyorsam?"
"Onların babanın hapise girmesinde bir suçu yok." dedi. Doğru, babam yedi yıl önce hapise girmişti. "Bize bu kadar yardım ediyorsa bazı şeyleri görmezden gelebiliriz."
Başımı salladım.
Görmezden gelirdim de, nereye kadar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN ÇIRAĞI
Teen Fiction"Seni öpeceğim." dediğimde duraksadı. "Sadece beynim yerinde değilken bunu yapabilirim." diye devam ettiğimde güldü. "Peki ben gecenin sonunda ne yapacağım biliyor musun?" dedi aramızdaki sessizliği bozarak. İçkimden bir yudum aldım ve "Ne yapacaks...