3.0

10K 507 129
                                    

🌸

Adımlarımı hızlandırdığımda kafamı yavaşça arkama çevirip göz ucuyla Kuzey'e baktım. Ona baktığımı gördüğünde gülüp o da adımlarını hızlandırdı.

Sarılmamızdan sonra hep beraber kahvaltı hazırlayıp yemiştik. Daha sonra Bulut'un ısrarı yüzünden dışarıya çıkmak zorunda kalmıştık. Bize eğer dışarıya çıkmazsak kendini balkondan atacağını söylemişti. Öyle bir şey olmayacağını biz de biliyorduk ama son kozu olan sesini kullanıp bizi komşulara rezil ettiği için evden çıkmıştık.

Evet daha önemli konumuz, Kuzey beni yol boyunca takip etmişti. Onunla konuşmamak için yeri kazıp içine girmeye razıydım. Mavi olduğumu biliyordu. Daha beteri öpüşmüştük ve sabah sarılmıştık.

Uzaya taşınmaya karar vermiştim.

Kuzey'in bana yetiştiğini görüp koşarak önde ilerleyen Eren'in yanına gidip koluna girdim. Zühre ve Bulut birbirleriyle ilgileniyordu. Şu anda beni kurtarsa bir tek Eren kurtarırdı.

"Kuzucuk? Kaçırdılar sandım seni." Sırıttı.

"Biraz daha arkada kalsaydım kıyma yapacaklardı kuzuyu." Koştuğum için derin derin nefesler alıyordum.

"Kim o şerefsiz? İsim ver adamlarım halletsin."

"Kuzey ayısı. Başka kim olacak?"

"Ne oldu iki dakikada? Sizi tek bırakmaya gelmiyor."

"Sabahtan beri takip ediyor beni. Yolda birisi sapık deyip dövecek sonunda."

Güldü. "Seninle konuşmak istiyor."

"Bunu sapık gibi takip ederek mi yapıyor?" Tek kaşımı havaya kaldırarak güldüm.

"Kuzey işte." Omuz silkti. "Sen niye onunla konuşmuyorsun?"

Sahil yoluna girdiğimizde, "Sence?" Dedim.

"Ne bence? Olayı bilmiyorum sadece ağladığını biliyorum."

Ne yani şimdi Eren'e, Kuzey ile öpüştüğümü ve ona sarıldığım için utançtan konuşmadığımı mı söylemeliydim?

"Aloo? Dondun."

"Ya şimdi bir takım şeyler olmuş olabilir bunun sonucunda da bazı şeyler olmuş olabilir ve bu bazı şeyler de bazı şeyleri oluşturmuş olmalı ki bazı şeyler yaşanmış."

Eren bana ifadesiz bir şekilde bakarken. "Ne?" Dedi. "Lisede salladığım sorudan daha saçma bir cevap oldu bu."

"Dolaylı yoldan anlattım." Omuz silktim.

"Bir şey anladıysam biri beni şu yola yatırıp si-" Elimle ağzını kapadığımda "Çüş, Eren." Dedim.

Elimi ağzından çektiğinde, "Tövbe tövbe." Diye söylendi. "Şu dilimi si-" Tekrardan hızlıca ağzını kapatıp, "Ya sussana!" Dedim. 

Gülmeye başladığında elimi çekip koluna hafifçe vurdum.

"Bana niye şiddet uyguluyorsun, Kuzucuk?" Sahte bir hüzünle dudaklarını büzdü.

MAVİ | TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin