Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌸
Gelen tıkırtılar yüzünden huzursuzca mırıldandım. Seslerin ardı arkası kesilmezken gözlerimi kırpıştırarak açtım. "Barkın?" Dedim tiz çıkan sesimle.
"Sevgilim?" Seslendi.
Battaniyeyi itip doğruldum. Gözlerimi ovuşturarak sesin geldiği yere ufak adımlarla gitmeye başladım.
"Günaydın." Barkın tezgahta bir şeylerle uğraşıyordu.
"Günaydın... Ne zaman uyandın sen?"
"İki saat oluyor, bizimkiler gelecekmiş bir şeyler hazırlıyorum." Gülümseyip önüne döndü.
Onu orada bırakıp banyoda elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerime lacivert sweatshirt ve siyah taytımı giydim. Saçlarımı tarayıp dağınık bir topuz yaparken kapı çalmıştı.
"Dostlar günaydın!" Eren'in neşeli sesini duyunca gülümsedim.
"Benim günüm şimdi aydı, Barkın'ı görünce." Dedi Bulut
"Sen de gülme, papatya ol kanka." Bulut soğuk espirilerinden bir tanesini yaptığında ortam sessizleşmişti ama Bulut yüzündeki sırıtışı koruyordu.
"Çok komikmiş kanka bir daha olmasın." Dedi Eren.
"Hadi çok konuşmayın kalkın." Deyip ellerimi çırptım.
Eren, "Nereye ya iki dakika otursaydık?" Dedi. Koltukta iyice yayılıp kafasını koltuk başlığına yasladı.
"Yemekler ayağınıza gelmeyecek herhalde?"
"Ne demek ayağımıza gelmeyecek? Ben gidiyorum o zaman ya." Bulut söylenerek yerinden kalktı. Zühre onu kolundan tutup sürüklemeye başladığında, "Gel, kaçmak yok!" Diyerek kızıyordu.
Onlar mutfağa ilerlerken ben de Eren ile arkadan onları takip ediyordum. Barkın hepimizi gördüğünde şaşırdı. Ben onun yanına geçip kreplere yardım etmeye başlamıştım o sırada diğerleri de masayı hazırlıyordu.
"Al bakalım." Barkın ufak krep parçasını bana uzattı. Gülümseyerek yedim.
"Çok iyi olmuş. Ne var bunun içinde?"
"Krep malzemeleri var sevgilim."
"Oha ciddi misin ya sen?" Dedim alayla. Barkın kahkaha attıktan sonra tavadaki krebi çevirdi.
