Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌸
Saçım başım berbat halde uyanmıştım. Elimi yüzümü yıkamak için girdiğim lavaboda aynaya bakınca içimden Bismillahirrahmanirrahim dedim.
Şu anda aynadaki yansımama bakarken kafamda Tarkan'ın şarkısı çalıyordu. Cidden iyi olduğumu düşünmüyordum.
İşaret parmağımla aynada kendimi gösterip "Bu yeni ben de kim aynada bakıştığım?" Diyerek şarkıyı söylemeye başladım.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dağılmış saçlarımı taramaya başladım.
"Ben o şelale saçlaraa, o ay, o hilal kaşlara, süzme bal dudaklara öp öp doyama-" Saçlarımı tararken bir yandan mırıldandığım şarkıyı bölen ses tabi ki Bulut'un sesiydi.
"Ne var be ne?" Dedim
"Işıl çabuk çık altıma işiyeceğim."
Omuz silktim. "Banane. Önce ben girdim."
Lavabo ve tuvalet birlikteydi. Köşede bir duşakabin, onun yanında ise klozet vardı. Küçük olan bir lavabo ve üzerinde orta boyda yuvarlak bir ayna vardı.
"Yıkadı günahlarımdan beni masumiyeti. Cennetten gelen bir melekti sankii." Şarkıyı söylemeye devam ederken bir yandan ayağımla ritim tutuyordum.
"Işıl yemin ediyorum Eren'in üzerine işerim."
Kahkaha attım. "İşe ama sonra cenaze masrafı çıkartma bize."
"Hain! Şikayet edeceğim seni polise! Mahkemelerde sürüneceksin, Işıl Atay!" Kapının arkasından hâlâ söyleniyordu. Umursamadan saçımı taramaya devam ediyordum. "Where is the adalet amına koyayım?"
Bulut'un dediğine gülüp saçlarımı topladığımda yandan iki tutam bıraktım. Evet, tipim biraz daha kendine gelmişti.
Kapı tıklatılınca ofladım "Bulut, yemin ederim kafanı klozete sokar, daha sonra ıslak sopayla döverim, git başımdan!"
"Işıl?"
Kuzey'in sesini duyduğumda utançla ellerimi yüzüme kapattım. "Işıl mı?" Dedim. "Işıl dışarıda, ben Zühre'yim."
Güldüğünü işittim. "Hmm," dedi
Hmm deme şerefsiz, hasiyetsiz. Düşüyorum.
"Çıkmayı düşünüyor musun?" Dedi. Ardından gülerek ekledi, "Zühre."
"Çıkacağım şimdi. He bu arada Eren seni soruyordu az baksana ona sen." Diye bir yalan attım ortaya.
"Bir bakayım Eren'e," Sesinden bile dalga geçtiğini anlayabiliyordum.
Bir süre ses gelmeyince sessizce kapının kilidini açtım. Kapıyı açtıktan sonra etrafa bakmak için kafamı dışarıya çıkarttım.
