3.7

7K 361 250
                                    

Göksel & Aşkın Yalanmış

Göksel & Aşkın Yalanmış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌸

Yaşanan her şey benimle beraber tepetaklak olmuştu.

Ses kaydı bittikten sonra bir sessizlik oluştu. Bir süre sonra yanımda oturan Eren'in bir hışımla sandalyeden kalktığını göz ucuyla gördüm.

Bir süre öylece ayakta durdu ardından öfkeyle Kuzey'e atıldığında Kuzey sandalyesiyle beraber yere düşmüştü. Eren, Kuzey'in üzerinde öfkeyle ona bağırıp yumruklarını sallıyordu.

Gözyaşlarımla beraber sakince oturduğum yerden kalktım. Kendimi burada hissetmiyordum. Hiçbir şey hissetmiyordum. Arkamı dönüp yürümeye başladığımda bana seslendiler. Duymamazlıktan geldim.

Biri elimi kavradığında irkilerek elimi geriye çektim. Kuzey, "Sakin ol benim." Dedi yumuşak sesiyle.
Kafamı iki yana salladım.

"Gitme, Işıl." Yutkundu. Kaşı ve dudağı patlamıştı. Yüzünün bu hale gelmesini sağlayan Eren'di.

Tekrardan elimi tutmak için bir hamlede bulunduğunda kendimi geriye çektim. "Işıl konuşalım. Ne olur konuşalım, dinle beni."

Kafamı hiddetle iki yana salladığımda onu geride bırakıp yürümeye başladım. Bu sefer kolumu kavradığında sinirle kolumu çekip ona doğru döndüm. "Bana bir daha dokunursan seni öldürürüm!" Dedim gözyaşlarımın arasından. Hiçbir şey demedi, öylece dondu. Tekrar yürümeye başladığımda sakin olmaya çalışıyordum.

Masaların aralarından geçerken tekrardan arkamdan bağırdı. Umursamadım. Göz yaşlarımı elimin tersiyle silip yürümeye devam ettim.

"Gitme, beni dinle Işıl! Gitme." Dedi arkamdan. Durdum. Kafamı geriye atıp histerik bir şekilde güldüğümde masanın ucundaki bardağı sıkıca kavradım.

Tekrardan kahkaha attığımda hiddetle arkamı dönüp bardağı ona doğru fırlattım. Bardak omzunun üzerinden geçip duvarla buluştuğunda sesli bir şekilde parçalara ayrıldı.

Tek parçalanan bardak değildi.

"Konuşma! Daha ne konuşuyorsun benimle? Gelip karşıma konuşacak yüzü nerede buluyorsun!" Tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Yazık, Kuzey. Çok yazık. Kalbimi sana verdiğime inanamıyorum." Hıçkırdım.

Göz yaşlarımla beraber onu arkamda bırakıp koşmaya başladığımda hiçbir şeyi düşünemiyordum.

Neden?

Neden?

Neden?

Kafenin kapısını açıp kendimi dışarıya attığımda hâlâ koşmaya devam ediyordum. Ayağımdaki topuklular ve üzerimdeki elbise beni rahatsız etse de umursamadan koşmaya devam ettim.

MAVİ | TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin