"Işıl!"
Kolumda hissettiğim baskıyla gözlerimi araladığımda görüş açma Zühre'nin yüzü girdi.
"Ya Işıl! Kızım akşam oldu hâlâ uyuyorsun!"
Gözlerimi ovuşturarak etrafa baktığımda ne zaman geldiğimi bilmediğim bir yatakta olduğumu fark ettim.
"Oha geldik mi?"
"Yok daha yoldayız, mola verdik ondan uyandırdım seni." Gözlerini devirdi. "Ben seni kovalamadan kalk şu yataktan,"
Yataktan kalktığımda lavabonun nerede olduğunu bile bilmiyordum. Zühre kısaca bana evi gezdirdi. İki katlı küçük ahşap bir evdi. Zühre ile aynı odada kalıyorduk.
Lavaboda işlerimi hallettikten sonra ahşap merdivenlerden çıktım. Burası ikinci kattı. Beyaz kapıyı açtığımda kocaman bir teras karşıladı.
Cidden akşam olmuştu. Bu saate kadar nasıl uyuduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu."Oo günaydın prenses." Eren'i barbekü başında etlerle uğraşırken gördüm. Bana sırıtıyordu.
Kapıyı arkamdan kapatıp tabak ve çataların olduğu masaya baktım. Bir yandan burnuma gelen et kokuları karnımın guruldamasına sebep oldu.
Terasta bir barbekü vardı. En köşeye koyulmuş bir koltuk haricinde sıradan bir terastı."Uyandırsaydınız beni keşke," dedim. Sesim yeni uyandığım için kısık çıkıyordu.
Güldü. "Vallaha uyandıracaktık, Kuzey istemedi."
"Ne!" Ağzımdan bir çığlık kaçtığında Eren'in gülüşü kahkahaya döndü.
"Ya dalga mı geçiyorsun?" Dedim
"Ayıp ediyorsun alındım gücendim."
Sevinçle yanına gidip zıplayarak kolumu omzuna atmaya çalıştım. Ama maalesef ki kolum onun omzunda sadece birkaç saniye kalabilmişti.
Bu yaptığıma güldü.
"Bak arkadaşın sana mangal yapıyor," eliyle pişirdiği etleri gösterdi
"Diğerleri yardım etmedi mi sana?"
"Bulut, senin etlerin çok güzel oluyor sadece sen yap dedi."
Bu dediğine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu bahaneyi ne iyi ben bilirdim. Resmen bu işi Eren'e kitlemişlerdi. Ama onun bundan haberi yoktu.
"Eren," dedim. "Kötü bir haberim var kardeşim." Elimi teselli edercesine omzuna koydum.
Kaşlarını çattı. "Neymiş?"
"Üzgünüm," Başımı yere eğdim. "İşi sana kitlemişler."
Bu dediğimden sonra ciddi kalamayıp gülmeye başladığımda Eren hâlâ olanları idrak edememiş bir şekilde duruyordu.
Eren, "Bulut!" Diye bağırdı bir anda. Bulut olsaydım bu bağırıştan sonra Eren'den kaçmak için göklerde bulut olurdum.
Bir anda içeriye Bulut girdiğinde "Ne olmuş ki?" Dedi
Eren dişlerini birbirine bastırdı. "Et yetmedi diyorum!"
"Hee," dedi Bulut "Dur söyleyeyim de Kuzey alsın."
Eren bir anda Bulut'un üzerine yürümeye başladığında Bulut geri geri gitmeye başladı. "Hiç gerek yok. Bence seni kesip mangal yapabiliriz, hem paramızdan da olmayız."
Eren'in bu dediğine güldüm. İkisinin atışmalarını daima izleyebilirdim.
Bulut bir anda koşarak arkama saklandı. "Niye öyle diyorsun ki şimdi? Hem bende et yok kardeşim aç kalırsınız,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ | TEXTİNG
Novela Juvenil[Tamamlandı] mavimsigibii: İlk çalacağım şey kalbin olacak. mavimsigibii: Ve kimseye vermeyeceğim. (130323) macera #2 (100923) dostluk #2 (110723) duygu #1 (201223) mutluluk #2 (200124) intikam #2 (310524) bilinmeyen #1 190223/050923