MAVİ | TEXTİNG

4.4

🌸

"Böyle kaçmaya devam mı yani?" Dedi Zühre.

"Aynen canım." Gözlerimi kısıp sahte bir gülümseme takındım.

Güldü. "Kedi ve fare gibisiniz."

İç çekip göz devirdim. "Ah Zühre, bir daha bana kedi deme mümkünse." Dedim.

Benim sarhoş olduğum günün üzerinden bir hafta geçmişti. Yaptıklarımı az çok hatırlıyordum maalesef. Mesela Barkın'a "Beni öp." Dediğimi...

Rezil bir insandım.

Şapkamı kumların üzerine bırakıp şelzongdan kalktım. "Ben gidiyorum cinlerim tepeme geldi."

"Bence Barkınların tepene geldi." Elini ağzına örtüp kıkırdadı.

Kumların üzerine koyduğum şapkamı ona doğru fırlattım. "Sen böyle gülmeye devam et! Hain!" Dedim.

Bana gülümseyip hayali bir öpücük yolladı. Göz devirip onu arkamda bırakarak yürümeye başladım. Kumlar sıcaktı ve ayaklarımı yakıyordu. Yine de bu hissi seviyordum.

"Kafamı şu suya gömüp bir daha çıkmak istemiyorum ya!" Diye yakındım. Önce su ayak bileklerime kadar, daha sonra ilerledikçe belime kadar geldi.

Suyun içine dalıp ileriye doğru yüzdüm. Su soğuktu ama alıştırdım. Yeteri kadar ilerlediğime karar verdiğimde durup kafamı sudan çıkarttım.

"Oh Işıl, mis gibi hava." Derin bir nefes çektim içime. "Bak huzur," Etrafımda döndüm. "Rahatla Işıl," Dedim kendime. Bedenimi suya bıraktım. "Bak ne güzel hava, kum, güneş... Ses yok bir şey yok huzur va-"

Sözümü bölen ve huzurun olmadığını kanıtlayan kafama gelen toptu. "Ah!" Elim kafama gitti. "Hay anasını, avradını, sülalesini, topunu, soyunu, sopunu s-"

"Hanımefendi, iyi misiniz?"

Muhtemelen topun sahibi bana sesleniyordu. Hiçbir şey olmamış gibi arkamı dönüp yüzüme sahte bir gülümseme takındım. "Yok ya bir şey olmadı alt tarafı kafama meteor düştü." Gözlerimi kıstım. Yanımdaki topa baktığımda kaşlarımı çattım. "Denizde futbol mu oynuyorsunuz beyefendi?"

Topu alıp ona doğru ilerlemeye başladım. Sinirliydim ama dışarıya yansıtmamaya çalışıyordum.

"Bizim çocuklar oynuyordu kusura bakmayın." Dedi mahçup bir şekilde.

Topu ona verdim. "Önemli değil."

Ve ondan uzaklaşarak kendime huzurlu bir bölge arayışına girdim. "Ya ben anlamıyorum, ağzımdan huzurun H'si çıksa bir şeyler oluyor." Cıkladım. "Kurşun mu döktürsem?" Kaşlarımı çattım. Bu iyi bir fikir olabilirdi. "Nazar falan vardır kız bizde, Allah korusun."

Belimde bir el hissettim. Beni aşağıya doğru çekti, bütün bedenim suyun altındaydı. Gözlerimi açtım.

Suyun içinde bile olsam karşımdakinin kim olduğunu anladım. Elmacık kemiklerine dokundum. O da ellerini saçlarıma attı, adeta onları okşadı. Yüzlerimiz arasında bir karışık mesafe vardı. Gülümsedim. Ellerim omuzlarına çıktı, destek alarak kendimi yukarıya ittim. Benim beraberimde o da sudan çıktı.

"Beni mi takip ediyordun?" Nefes nefese kalmıştım.

"Belki." Dudak büktü. Göğüsü inip kalkıyordu. Islak kumral saçlarını geriye doğru atıp gülümsedi.

"Neden ki?" Yutkundum. Deniz suyunun tadı ağzıma gelmişti.

"Asıl sana sormalıyım, neden benden kaçıyorsun ki?" Elleri hâlâ belimdeydi, ellerim hâlâ omzundaydı.